Bugün Namaz için Ne Yaptın?

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
mihmandar
Forum Müezzini
Forum Müezzini
Mesajlar: 1015
Kayıt: 06 Eki 2006, 09:46
İletişim:

Bugün Namaz için Ne Yaptın?

Mesaj gönderen mihmandar » 12 Oca 2007, 11:37

“Bugün namaz için ne yaptın?”

CEMİL TOKPINAR




Miraç Kandilinden bir gün önceydi. Aylardır yapılan toplantılar meyvesini vermiş, bir gönül seferberliğinin ilk çağrısı için sayılı günler tükenmiş, basın mensuplarının önüne çıkmanın zamanı gelmişti.

Miraç, “Sevgilinin Sevgiliyle” buluşup, ümmetine beş vakit namaz hediyesini getirdiği geceydi. İşte böyle kutlu bir yıl dönümünde, bin yıl İslâma, Kur’an’a ve namaza hizmet etmiş bir ecdadın, artık namazdan uzaklaşmış torunlarına ebedî hazineyi hatırlatmak gerekiyordu.

Toplumda namaz bilinci ve duyarlılığı meydana getirmek için bir araya gelerek oluşturduğumuz Namaz Gönüllüleri Plâtformu, o gün ilk kez basın önüne çıkmıştı. Namazın önemine ve vazgeçilmezliğine yürekten inanan yazar, gazeteci, sanatçı, işadamı ve müzisyenlerden oluşan Namaz Gönüllüleri Plâtformunun samimî fedakârları sabahın erken saatlerinde toplanmaya başlamıştı.

İstanbul’da Şehzade Mehmed Restoran’da yapılan programı, Sena Demirci hoş bir fıkrayla sunmaya başladı. “Böyle bir toplantı ilk defa yapılıyor. Hani bir hasta, heyecanını izah etmek için doktora ilk kez ameliyat olacağını söylemiş. Doktor da onu teskin etmek için, ‘Merak etme, ben de zaten ilk kez ameliyat yapacağım’ demiş ya. Onun için eksiğimize, kusurumuza bakmayın” demişti.

Gerçekten de, böylesi toplantı ilk kez oluyordu. Hep başka seferberlikler, kampanyalar, boykotlar yapılmıştı bu ülkede. Ama ilk kez, “Gelin ey millet, namaz kılalım” diye bir araya geliniyordu. Belki de, Müslüman zaten namaz kılması gerektiği için ona böyle bir çağrı yapmak garipti, tuhaftı. Ama bundan da garip, hatta ayıp ve çirkin olan Müslümanların namaz kılmaması değil miydi?

Yüze yakın Platform üyesinin katıldığı toplantı Kur’an-ı Kerim’den okunan bir bölümle başladı.

Platform adına “Haydi Namazla Diriliş Seferberliğine!” başlıklı millete yapılan çağrıyı okuyan “Namaz: Bir Tevhid Eylemi” kitabının yazarı Abdullah Yıldız, “Beş vakit namazın bize hediye edildiği Miraç gecesinin arifesinde, sizleri, dünya ve ahiretinizi kurtaracak bir seferberliğe çağırıyoruz: ‘Namazla Diriliş’ seferberliğine!.. Sizleri namaz kılmaya, şayet kılıyorsanız ona dört elle sarılmaya, hiç kazaya bırakmıyorsanız bile huşûyu keşfetmeye ve namaz için çalışmaya davet ediyoruz” diyordu.

“Namaz, dinin olmazsa olmazıdır”

Rabbimizin Kur’an’da 70 kez emrederek en çok önem verdiği ibadet olan namazın, dinimizin “olmazsa olmazı” olduğunu belirten Yıldız, “İslâm’ın ilk farzı îman, ikincisi namazdır. Peygamberimizin (s.a.v.) haber verdiği üzere, ahirette kendisinden hesaba çekileceğimiz ilk amelimiz namazdır. Yine namaz, O’nun ifadesiyle; ‘Dinin direği’, ‘Müminin miracı’, ‘Cennetin anahtarı’ ve ‘Gözümüzün nûru’dur” şeklinde konuşmuştu o gün.

Bir ankete göre, yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde, beş vakit namaz kılanların oranının sadece yüzde 25 olduğunu belirten Abdullah Yıldız, şöyle devam ediyordu:

“Kılanların da ara sıra kazaya bırakmak, aceleye getirmek, gereken önemi vermemek ve kıldığı namazın farkında olmamak gibi problemleri vardır. Zaten millet ve İslâm âlemi olarak çektiğimiz sıkıntıların en büyük sebebi, namazı terk etmektir. Çünkü savaşta bile terkine izin verilmeyen, mutlaka kılınması emredilen namaz, Allah’ın rahmet ve inayetine vesiledir.

“Ne yazık ki, ülkemizde namazı gündeme taşıyacak kapsamlı ve ciddi faaliyetler, şu âna kadar ortaya konulamamıştır. Namazın önemini anlatan film, tiyatro, belgesel, roman, hikâye, şiir, müzik eseri, radyo ve TV programı neredeyse yok denecek kadar azdır. Şükürler olsun ki, bu alanda, namazı çeşitli yönleriyle ele alan ve namaz duyarlılığını kazandırmayı amaçlayan güzel kitaplarımız vardır.”

“Namazı gündeme getireceğiz”

Doğrusu, acı da olsa bunlar yaşadığımız gerçeklerdi. Her ne kadar bu gerçeklerle yüzleşmekten kaçınsak da, devekuşu yöntemiyle problemler çözülmüyordu ki…

Abdullah Hoca, üzücü gerçeklere karşı çözüm önerilerini de anlatıyordu:

“İşte biz, namaz için yazanlar ve namaz davasına gönül verenler olarak bir araya geldik ve namazı milletimizin gündemine getirmeye karar verdik. Bugüne kadar platform adına namazla ilgili birçok toplantı, konferans, panel, program yaptık. Ayrıca, namazı anlatan kasetler, CD’ler, VCD’ler, filmler, radyo-TV programları, sempozyumlar, kongreler ve benzeri faaliyetler de plânlıyoruz.”

Namaz Gönüllüleri Platformu olarak üç ayların manevî atmosferinde, “Namazla Diriliş” kitapçığı ile bu seferberliği başlatmak istediklerini belirten Abdullah Yıldız, “Bu kitapçığın ülkemizin her köşesindeki insanlarımızın eline hediye olarak ulaşmasını arzuluyoruz. Bu sebeple, çağrımızı duyan herkesten, söz konusu kitapçığın basım ve dağıtımı konusunda destek bekliyoruz. Kitapçığın tümü, www.namazladirilis.com sitesinde var. Herkes dilediği gibi kullanabilir” diyordu.

Yıl boyunca İstanbul ve Anadolu’nun birçok yerinde art arda “Namazla Diriliş” toplantıları düzenlemeyi plânladıklarını belirten Yıldız, “Bu çerçevede, din görevlilerimizi, öğretmenlerimizi, işverenlerimizi, kurum ve kuruluşlarımızı, anne-babalarımızı, gazetelerimizi, dergilerimizi, radyo ve televizyonlarımızı, namaz seferberliğine destek olmaya davet ediyoruz” şeklinde konuşuyordu.

“Haydi, namazla dirilişe”

“Beş vakit namazın farz kılındığı” mübarek Miraç Gecesini milat kabul ederek, “Müslümanım” diyen herkesi namazı anlamak ve yaşamak için duyarlı olmaya çağırdıklarını belirten Abdullah Yıldız, millete yönelik çağrıyı şöyle tamamlıyordu:

“Gelin, dosdoğru namazı her yerde, her zaman, herkese anlatmak için birlikte çalışalım. Gelin, millet ve ümmet olarak, hep birlikte namaza koşalım, kıyama, rükûya, secdeye sarılıp namazla dirilelim ki, gerçek kurtuluşa erelim! Namazın elinden tutalım ki, o da hesap gününde bizim elimizden tutsun. Câmileri tıklım tıklım dolduralım ki, Allah’ın rahmeti ve bereketi çağıl çağıl üzerimize yağsın. Namazı sevelim ki, Allah ve Resulü (s.a.v.) de bizi sevsin.

“O halde; haydi namaza! Haydi namazla dirilişe! Haydi namazla gerçek kurtuluşa!”

Platformun namaz çağrısından sonra konuşan Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocamız, “İlk kez namaz için namaz toplantısına katıldım. Şimdiye kadar insanlar namaz için toplanmış, ama başka şeyler, protesto, gösteri vs. yapılmıştı” diyordu. Ahmed Şahin, Ali Bulaç, Abdurrahman Dilipak, Engin Noyan, yaptıkları kısa konuşmalarla bu girişimin namaz davasına yapacağı katkıyı dile getiriyor ve memnuniyetlerini ifade ediyorlardı. Prof. Dr. Ümit Meriç, Kanal-7’de yayınlanan bir haberde, “Şimdiye kadar hiçbir platform beni bu kadar heyecanlandırmamıştı” diyordu.

Çünkü bu, gözümüzün önünde olup da farkında olmadığımız muhteşem bir hazinenin keşif yolculuğuydu. Elbette namaz için bir gönüllü hareketi başlatmakla işimiz ne bitiyor, ne de hafifliyordu. Aksine uzun bir maratona, ağır bir yükün altına girmiştik. Hem de sadece bu girişimi başlatanlar değil, namaza gönül veren herkesin, her zaman, her yerde kendisine sorması gereken bir soru vardı: “Bugün namaz için ne yaptın?”

Platformda kimler var?

Namaz Gönüllüleri Platformunda bulunan isimlerden bazıları şöyle:

Prof. Hayreddin Karaman, Ali Bulaç, Mustafa İslâmoğlu, Ahmed Taşgetiren, Abdullah Yıldız, Abdurrahman Dilipak, Hekimoğlu İsmail, Prof. Ahmed Yüksel Özemre, Dr. Vehbi Karakaş, Cemil Tokpınar, Vehbi Vakkasoğlu, Yrd. Doç. Dr. Halid Ertuğrul, Emine Şenlikoğlu, Dr. Kerim Buladı, Mehmed Paksu, Ümit Şimşek, Ahmed Şahin, Yıldız Ramazanoğlu, Ömer Karaoğlu, Haşim Akten, Prof. Ahmed Ağırakça, Şule Yüksel Şenler, Prof. Ümit Meriç, İsmail Mutlu, Ayşe Böhürler, Prof. Alaaddin Başar, Selim Gündüzalp, Rasim Özdeneren, Yusuf Kaplan, Prof. Suat Yıldırım, Süleyman Arif Emre, Oğuz Saygın, Osman Ersan, Esma Sayın Ekerim, Engin Noyan, Dr. Senai Demirci, Süleyman Kösmene, Ahmed Bulut, Şaban Döğen, Ali Eren, Hasan Hafızoğlu, Mehmed Göktaş, Veysel Akkaya, Sibel Eraslan, M. Emin Yıldırım, Mehmed Çelen, Nurullah Çörek, Haluk İmamoğlu, Prof. Mehmed Emin Ay, Eşref Ziya Terzi, Dr. Mustafa Karataş, Mehmed Talu, Mahmut Toptaş, Selahaddin Yazıcı, Doç. Şadi Eren, Mehmed Akça, Dursun Ali Erzincanlı, Said Demirtaş, Gülden Sönmez, Ali Rıza Demircan, Beşir Eryarsoy, Ramazan Kayan, Nureddin Yıldız, Şerafeddin Kalay, Mustafa Karahasanoğlu, Abdurrahman Arslan, Ahmed Şişman, Cevat Özkaya, Cihan Aktaş, Bülent Yıldırım, Hüsnü Kılıç, Fuad Günday, Bestami Yazgan, Mustafa Özcan, Mustafa Demirci, Ali Nar, Ahmed Kalkan, Akif Emre, Ahmed Varol, Mustafa Özel, Mustafa Miyasoğlu, D. Mehmed Doğan, Mustafa Yazgan, Ekrem Kızıltaş, Tarık Tufan, Mesut Uçakan, Ömer Lütfü Mete, Yahya Soyyiğit, Abdülmetin Balkanlıoğlu, Dursun Ali Taşçı.

Moral Dergisi/ 33. sayi / Cemil Tokpinar
http://haydimutfaga.blogspot.com


"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)


“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”

Cevapla