NAMAZ Allah(c.c.) İLE BULUŞMAK....

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Ahmet
Hafız Üye
Hafız Üye
Mesajlar: 3747
Kayıt: 02 May 2007, 10:52
Konum: Konya

NAMAZ Allah(c.c.) İLE BULUŞMAK....

Mesaj gönderen Ahmet » 03 May 2007, 17:28

Namaza duran kimse ilâhî huzurun edebine riâyet etmeli, huzû ve huşû ile namazını kılmalıdır. Elbisesiyle oynamak, secde mahallindeki taşları gidermek gibi davranışlar huşûu bozar.

Hadîs-i şerifler:

Allah(c.c.)’ı görür gibi ibâdet et! sen O’nu görmesen de O, seni görüyor.

-Namaz müminin mîrâcıdır.


Mektûbât-ı Şerif’ten:

Namaz; Allah(c.c.) ile buluşmak, O’nunla beraber olmaktır. Bu buluşmanın nasıl olduğunu mânevî duygusu olmayan bilmez.

Mânevî mîrac olan namaza başlarken, insan: şahsından, hal ve işlerinden hâsıl olan kusurları için üç defa istiğfardan sonra namaza kalp ile niye etmelidir.

Sabah namazını cemaatle edâ etmek, bir sene nâfile namaz kılmaktan bir kaç mertebe üstündür.

Sabah namazını cemaatle kılan kimseye Allah(c.c.)ü Teâlâ istediklerini verir.

Meşrû mazeret sebebiyle cemaate gidemeyen kişi, bulunduğu mahalde olanlara imam olmaya niyet ederek kılar.


Namazda bilhassa iki noktaya dikkat etmeli:

1-Fâtiha-i Şerîfe’de: “İyyâke nâ’büdü ve iyyâke nesteîn = Ancak sana ibâdet eder ve ancak senden yardım dileriz,” niyâzında bulunurken Cenâb-ı Hakk’ı düşünmeli...


2-Tahiyyât’ta: “ Esselâmü aleyke eyyühennebiy-yü ve rahmetullahi ve

berekâtühû,” okurken Rasûlüllah’ı hatırlamalı...

Bu iki noktada uyanık olarak kılınan namazı melâike-i kirâm nûrânî bir şekilde semâya yükseltir. Namaz da sâhibine, “Sen beni ihyâ ettin, Allah(c.c.) da seni ihyâ etsin,” diye duâ eder.

Eğer usüllerine uymadan gafletle kılınmışsa, o namaz siyah sûret alır, melâike-i kiram da ondan iğrenir, semâya götürmez, sâhibinin suratına çarparlar. Namaz da ona, “Sen beni heder ettin, Allah(c.c.) da seni heder etsin!” diye bedduâ eder.

Resûlüllah S.A.V. namazda rükû ve secdeleri noksan yapan birine, “ Sen, biri görüp de, “ Bu kişi Muhammed’in dîninden değildir” diye zem olunmaktan korkmaz mısın?” buyurdu.

Kıyam ve oturmanın hükmünü yerine getirmeyen birine de, “ Eğer sen bu hal üzere ölürsen, kıyâmet günü sana Ümmet-i Muhammed’ dendir demezler; “ kezâ, “Altmış sene namaz kıldığı halde namazı kabul olmayan kimse, rükû ve secdeyi tamam etmeyen kimsedir, “ buyurmuşlardır.


Mâruf-ü Kerhî K.S., tanımadığı bir imamın arkasında namaz kılmıştı. Namazdan sonra imam kendisine “ Nereden yer içersin?” diye sordu. Hz. Mârûf:

-Önce şu kıldırdığın namazı iâde edeyim. Zîrâ rızkın nereden geldiğinden şüphe eden, Hâlik’ının rızk verici olduğunda şüphe eder. Bu itikatta olan imama uymak câiz olmaz! “ demiştir.


Zeyd İbni Vehb, rükû ve secdeyi tam yapmayan birini gördü. kaç senedir böyle namaz kıldığını sordu. Adam “kırk sene” deyince, “Sen kırk seneden beri namaz kılmıyorsun. Eğer vefat edersen Muhammed Resûlüllah S.A.V.’in sünneti üzere ölmüş olmazsın,” dedi.


İmam Muhammed Rh.A. “ Namaz ve oruçta on iki bin mesele var? buyurmuştur.

Bir uçağın âletlerinden biri noksan olsa, uçurmuyorlar. İbâdetin eksiği ondan daha mı ehemmiyetsiz!... Rükû, secde ve kavmelerde noksanlık yapanlar hakkında “ Hırsızların en şiddetlisi ” buyurulmuştur. Namazın erkânında noksanlık yapan kişi otuz zarara uğrar. Âhrette ilk hesap namazdan sorulur. Namaz hesabından selâmetle geçenin diğer hesapları da onun şerefine dürüstlük kazanır. Namaz hesabı bozuksa, diğer hesaplar da bozuktur.


Namazdan sonra yapılan tesbih (SÜBHÂNALLAH), tahmid (EL HAMDÜ LİLLÂH), tekbir (Allah(c.c.)Ü EKBER), namazda vâki olan kusurları gidermek içindir.

H.Ş.: “ Allah(c.c.)ü Teâlâ’ya imandan sonra en üstün amel namazdır. Kulunu rahmetiyle karşılayan Mevlâ, kul namaza başlarken ona kurtuluş beratını ihsan eder.”

“ Allah(c.c.)ü Teâlâ’ nın kullarına farz kılıp keremine vesîle eylediği beş vakit namazı, abdesti güzel alıp sünnetlerine uyarak kılan kimseyi Hak Teâlâ mağfiret eder.”


Hadîs-i şerifler:

“ Nerede olursa olsun beş vakit namazı erkânıyla edâ eden kimse, kıyâmet günü sıratı yıldırım gibi geçen ilk kafilede olur ve yüzü ayın on dördü gibi parlar.”

“ Beş vakit namazı kılan kimseye, her gece ve gündüz için bin şehit sevabı verilir.”
İlmin Sonu Yoktur,ama Yarısı Hafızlıktır...

Cevapla