Namazı "Kadın" gibi Sevmesini Bilir misiniz?

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
mikselina
Şehidine Ağlıyor
Şehidine Ağlıyor
Mesajlar: 4284
Kayıt: 29 Eyl 2006, 16:53
Konum: ne buralı ne oralı...

Namazı "Kadın" gibi Sevmesini Bilir misiniz?

Mesaj gönderen mikselina » 20 Kas 2006, 18:19

Öyle demişti Sevgililer Sevgilisi [asm]: “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi; güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz.” Ne zamandır “bizim dünyamız”da durup da, “ötelerden” olan O’nun tarafından sevilen, özel olarak sevildiği ifade edilen bu üçlüyü hiç olmazsa eşit çekicilikte sevdiğim eylemeye çalışıyorum. Güzel kokuyu sevmekte, hele de kadına muhabbet etmekte pek noksanım (ız) yok gibi.

Ne olursa olsun çekicidir koku. Kimse bu çekime karşı bağışık olamaz. Yerçekimi gibi. Kaçınılmazdır, karşı konulmazdır. Nasıl yerçekimi ayağınızı yerden kesmenize izin vermezse, koku çekimi de ayağınızı yerde tutmanıza izin vermez. Sanki dünyada ama dünyadan öte bir şeydir koku. Tene sürülür ama tenden ötesine taşır insanı. (Arapça koku anlamına gelen ‘râyiha’ ile ‘ruh’ aynı kökten gelirmiş. Bediüzzaman Said Nursî, “Ervâh-ı tayyîbe [güzel ruhlar], revâyih-i tayyîbeyi [güzel kokuları] sever.” derken, hem ruh ile râyiha kelimeleri arasındaki akrabalığı imler, hem de yukarıdaki hadise gönderme yapar. Yani, “güzel ruh” sahibi bir insan olarak Peygamberimiz [asm] “güzel koku”yu sever, sevdiğini söyler.) Eşyaya ruh katar koku. Parfüm, insanlar arasında hem inkâr edilmez katılıkta hem görünmez şeffaflıkta bağlar kurar. Yokmuş gibi yaparsınız ama fazlaca var olursunuz güzel kokuyla. Hiç ilgilenmiyormuş gibi durup derin ilgiler kurarsınız güzel kokarak.

Kadına duyduğum (uz) ilgi ise bu satırların dışında kalası bir mahremiyet. Sevgililer Sevgilisi’nin [asm] çok değişik fıtratlarda kadının gönlünü yapmış bir erkek sıfatıyla kadına muhabbeti vurgulayışını hayli düşünmek gerek. Şu fani dünyanın pek kırılgan, pek letafetli kadınlarının hak edip de bir türlü alamadıkları, bazen de farkında olmadan ellerinin tersiyle ittikleri sevgileri ancak peygamberî bir pınar üzerinden içecekleri kanaatindeyim. Hiç abartı yapma korkusu olmaksızın kulağınıza şunu fısıldayabilirim: Şu fani dünyada erkeklerin kalbine nazil olmuş en güzel âyet olarak görüyorum kadınları. Âyet, “Rabbimizin lûtfunu haber veren işaret” demekse kadın, ete kemiğe bürünmüş bir âyettir. Sonsuz derinlikte sözler besleyen, ruh ve kalbi bürüyen bir âyettir. Konuşan bir âyettir kadın. Karşına geçip dile gelir; Allah tarafından gönderildiğini söyler. Sanki dünyada ama dünya ötesi bir şeydir kadın. Dünyada yaşanıp dünyadan fazlası edecek her türlü mutluluk ve lezzet kadın-erkek ilişkileri üzerinde yükselir.

Umuyorum, buraya kadar, güzel koku ve kadının kaçınılmaz olarak sevildiği konusunda mutabakatımızı bozmadık. Geriye dönüp yorulmayasınız diye, koku ve kadının bana göre ortak özelliğini vurgulayan cümleleri italik olarak [eğik harfle] tekrar yazıyorum: Sanki dünyada ama dünya ötesi bir şeydir koku. Sanki dünyada ama dünya ötesi bir şeydir kadın.

“Dünya” kelimesi, Arapça “alçak, aşağı” anlamına gelen “denî” kökünden gelir. Dünya, “alçakistan” yahut “aşağı yer” demektir. Bizim ötelere ayarlı arzularımızın aşağısında yer alır. Ebedî hasretlerimizin dineceği “asıl yurt”tan, yani “ahiret”ten alçaktadır. Ancak, sık sık, biz bu alçak yeri kendimize yeter bilip yüce arzularımızı alçaltırız; dünya ötesinden vazgeçeriz. Aşağıda bekleriz. Sevgililer Sevgilisi’nin [asm] bakışı hep yukarıdandır; ama O bizi incitmeden ve yanımızda durarak konuşur. O halde, O’nun, Dünyanızdan vurgusunu, takılıp kaldığınız yerden diye okumak gerekir. Yani şöyle demek ister gibidir:

Güzel kokuya takıldığınız yerden gözünüzü kaldırın. Kadına daldığınız yerden başınızı kaldırın. Onlardan vazgeçerek değil, onların zevklerini de yanınıza alarak gelin namazın eşiğine. Dünyada ama dünya ötesi bir şeydir namaz. Namaz da, koku ve kadın gibi dünyayı süsler, göz aydınlığı olur. Dünyada bulunmayı, bu alçak yere uğramayı değerli kılan şeydir... Bizi güzel koku gibi tenimizden ruhumuza taşır. Kadın gibi bedende başlayan ama bedeni aşan mutluluklara gebedir. Eşsiz bir empati örneğidir bu hadis. Sevgililer Sevgilisi [asm] bizi anladığını ima eder, anlayışla karşılar koku ve kadın tutkumuzu. Elini omuzumuza atarak konuşur bizimle. Yanımızdakiler üzerinden yapar çağrısını. Bu çağrının altında şu tatlı fısıltı kıpır kıpır nefes alıp verir: Sana zor gelen namaz, hissedebilirsen eğer, tiryâkisi olabilirsen eğer, güzel koku ve kadın gibi sevimli, tatlı ve çekicidir. Kokusunu alır almaz, içine çekeceksin onu. Yüzünü görür görmez, dizi dibinden ayrılamayacaksın.

(Anlamakta, en azından hazmetmekte zorlandıysanız anlayışla karşılarım; yazının devamı gelecek, inşaallah..)

SENAİ DEMİRCİ
Köy Hekimi " H a y a t t a N e Ç o k A c ı V a r "

Cevapla