48-)Fetih Suresi

Arapça orjinal metninden okumak isteyenlere..

Moderatörler: sitare, kardelenim, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, nartuh, kaf_araf

Kilitli
Kullanıcı avatarı
beyaz dilekce
Çok Özel Üye
Çok Özel Üye
Mesajlar: 3052
Kayıt: 29 Ara 2006, 19:48
Konum: sevilesi şehir

48-)Fetih Suresi

Mesaj gönderen beyaz dilekce » 04 Ağu 2007, 22:16

[IMG::]http://img266.imageshack.us/img266/8394/510ox3.jpg[/img]

[IMG::]http://img266.imageshack.us/img266/1139/511be1.jpg[/img]

.........[IMG::]http://img515.imageshack.us/img515/7763/512bl9.jpg[/img]

[IMG::]http://img142.imageshack.us/img142/8513/513yq5.jpg[/img]

[img::]http://img261.imageshack.us/img261/9819/hucuratku8.jpg[/img]

_________________

48. ZAFER (Fetih) SURESİ

Bismillahirrahmanirrahim

48:1 İnna fetahna leke fetham mübına
48:2 Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme nı'metehu aleyke ve yehdiyeke sıratam müstekıyma
48:3 Ve yensurakellahü nasran azıza
48:4 Hüvellezı enzeles sekınete fı kulubil mü'minıne li yezdadu imanem mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alımen hakıma
48:5 Li yüdhılel mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike ındellahi fevzen azıyma
48:6 Ve yüazzibel münafikıyne vel münafikati vel müşrikıne vel müşrikatiz zannıne billahi zannez sev' aleyhim dairatüs sev' ve ğadıbellahü aleyhim ve leanehüm ve eadde lehüm cehennem ve saet masıyra
48:7 Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azızen hakıma
48:8 İnna erselnake şahidev ve mübeşşirav ve nezıra
48:9 Li tü'minu billahi ve rasulihi ve tüazziruhu ve ezıyla
48:10 İnnellezıne yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydıhim fe men nekese fe innema yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tıhi ecran azıyma
48:11 Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi şiy'en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habıra
48:12 Bel zanentüm el ley yenkaliber rasulü vel mü'minune ila ehlıhim ebedev ve züyyine zalike fı kulubiküm ve zanentüm zannes sev' ve küntüm kavmen bura
48:13 Ve mel lem yü mim billahi ve rasulihı fe inna a'tedna lil kafirıne seıyra
48:14 Ve lillahi mülküs semavati vel ard yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa' ve kanellahü ğafurar rahıyma
48:15 Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meğanime li te'huzuha zeruna nettebı'küm yürıdune ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalıla
48:16 Kul lil muhallefıne minel a'rabi se tüd'avne ila kavmin ülı be'sin şedıdin tükatilunehüm ev yüslimun fe in tütıy'u yü'tikümüllahü ecran hasena ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yüazzibküm azaben elıma
48:17 Leyse alel a'ma haracüv ve la alel a'raci haracüv ve la alel meriydı harac ve mey yütıılahe ve rasulehu yüdhılhü cennatin tecrı min tahtihel enhar ve mey yetevelle yüazzibhü azaben elıma
48:18 Le kad radıyallahü anil mü'minıne iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fı kulubihim fe enzeles sekınete aleyhim ve esabehüm fethan karıba
48:19 Veadekümüllahü meğanime kesıraten te'huzuneha ve kanellahü azızen hakıma
48:20 Veadeküllahü meğanime kesıraten te'huzuneha fe accele leküm hazihı ve keffe eydiyen nasi anküm ve li tekune ayetel lil mü'minıne ve yehdiyeküm sıratam müstekıyma
48:21 Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatallahü biha ve kanellahü ala külli şey'in kadıra
48:22 Ve lev katelekümüllezıne keferu le vellevül edbara sümme la yecidune veliyyev ve la nesıyra
48:23 Sünnetellahilletı kad halet min kabl Ve len tecide li sünnetillahi tebdıla
48:24 Ve hüvellezı keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bi batni mekkete mim ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bi ma ta'melune basıyra
48:25 Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma'kufen ey yeblüğa mehılleh ve lev la ricalüm mü'minune ve nisaüm mü'minatül lem ta'lemuhüm en tetauhüm fe tüsıybeküm minhüm mearratüm bi ğayri ılm li yüdhılellahü fı rahmetihı mey yeşa' lev tezeyyelu le azzebnellezıne keferu minhüm azaben elıma
48:26 İz cealellezıne keferu fi kulubihimül hamiyyete hameyyetel cahiliyyeti fe enzelellahü sekınetehu ala rasulihi ve alel mü'minıne ve elzemehüm kelimetet takva ve kanu ehakka biha ve ehleha ve kanellahü bi külli şey'in alıma
48:27 Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminıne muhallikıyne ruuseküm ve mükassıriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan karıba
48:28 Hüvellezı ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni küllih Ve kefa billahi şehıda
48:29 Muhammedür rasulüllah vellezıne meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve rıdvana sımahüm fı vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incıl ke zer'ın ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukıhı yu'cibüz zürraa li yeğıyza bihimül küffar veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran azıyma

_________________

48. Fetih (Fetih) SURESİ

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...

48:1 Şu bir gerçek ki, sana apaçık bir fetih nasip ettik.
48:2 Ki Allah senin günahından geçmiş olanı de gelecek olanı da bağışlasın, nimetini senin üzerinde tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola kılavuzlasın.
48:3 Ve Allah sana onur ve kuvvet dolu bir yardımla destek verecektir.
48:4 O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alim'dir Allah, Hakim'dir.
48:5 İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir.
48:6 Ve Allah hakkında kötü sanılar besleyen erkek münafıklarla kadın münafıklara ve erkek putperestlerle kadın putperestlere, o kötülük girdabı başlarına dönesilere azap etsin diyedir bu. Allah onlara öfkelenmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennem hazırlamıştır. Kötü bir varış yeridir o.
48:7 Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Aziz'dir Allah, Hakim'dir.
48:8 Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
48:9 Allah'a ve resulüne inanasınız, O'nu destekleyesiniz, O'nu yüce bilesiniz ve sabah-akşam tespih edesiniz diye.
48:10 O seninle el tutuşup sözleşenler var ya, onlar gerçekte Allah ile bey'atleşiyorlar. Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir. Kim ahdi bozar, döneklik ederse kendi aleyhine döneklik etmiş olur. Ve kim Allah'a verdiği sözde vefalı davranırsa, Allah ona büyük bir ödül verecektir.
48:11 Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
48:12 Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha asla dönemeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz.
48:13 Kim Allah'a ve resulüne iman etmezse bilsin ki biz, inkarcılar için alevli bir ateş hazırladık.
48:14 Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini affeder, dilediğine azap eder. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
48:15 Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.
48:16 Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar de ki: "Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağırılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız, yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok eğer önceden döndüğünüz gibi yüz çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır."
48:17 Köre zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya da zorlama yoktur. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır.
48:18 Andolsun, Allah müminlerden, o ağacı altında sana bey'at ettikleri sırada hoşnut olmuştur. Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükun indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir.
48:19 Alacakları birçok ganimetler de nsaip etmiştir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
48:20 Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaat etti. Şunu da size aceleden verdi ve insanların ellerini de sizden uzak tuttu ki bu, inananlara bir ibret olsun ve Allah sizi dosdoğru yola kılavuzlasın.
48:21 Sizin güç yetireceğiniz başka ganimetler de vardır. Allah onları kuşatmış bulunuyor. Allah, herşey üzerinde Kadir'dir.
48:22 Eğer küfredenler sizinle savaşsalardı, sırtlarını dönüp kaçacaklardı. Sonra bir dost da bir yardımcı da bulamazlardı.
48:23 Bu, Allah'ın öteden beri işleyip duran yolu-yöntemidir. Allah'ın yol ve yönteminde hiç bir değişme bulamazsın.
48:24 O odur ki, sizi onlara galip getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan uzak tuttu. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
48:25 Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanların, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkara sapanlarını elbette acıklı bir azapla cezalandırırdık.
48:26 İnkar edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğunu resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah herşeyi çok iyi bilmektedir.
48:27 Andolsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı traş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz.Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti.
48:28 O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, o dini tüm dinlere üstün kılsın. Tanık olarak Allah yeter.
48:29 Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkarcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rüku eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri-izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkar edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.
[img::]http://img400.imageshack.us/img400/1295/kelebekjm3.gif[/img]
14 zaman evvelinde, kaldı renkler...

Kilitli