ŞEYH ŞAMİL
Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce
ŞEYH ŞAMİL
Kafkasların büyük direnişçisi müthiş hayran olduğum bir komutan..
Okuduğum bir kitaptan etkilendiğim yerleri paylaşmaya çalışacağım inşallah..
Bildiğiniz gibi Şeyh Şamil Gazi Muhammed ve ordusuyla uzun yıllar Kafkaslarda direnmiş bir komutan..
Benim en çok etkilendiğim yönlerinden birisi yine bir harp sırasında Rusların büyük taarruzları sonucu bir mağaraya sığınıyorlar sayıları az ve her yönden kuşatılmış durumdalar yapmaları gereken tek şey karşı koymak Gazi Muhammed büyük cesaretle atılmasıyla şehid oluyor..
Çok övüp kaharamn olarak benimsediği Şeyh Şamil komutanın güvenini boşa çıkarmıyor ve aynı cesaretle karşı koyuyor fakat omzundan yaralanıyor...bu üstün cesareti diğer askerleride harekete gçiriyor..
Omuzundan yaralanan şeyh Şamil bir kayanın dibinde baygın vaziyette belli bir müddet kalıyor.Kendine geldiği vakit
güneşe br göz gezdirip aklına ilk gelen "ikindi namazını" eda etmediğini hatırlayıp hemen orada namazını kılıyor...
Yine uzun bir süre ağır bir hastalık geçirip yataktan kalkamıyor..
İyileşme dönemlerinde kendine geliyor ve ilk tepkisi vaktin namazını kılmak istediğini belirtmesi oluyor..
Bu yönüyle çok örnek alınabilecek ÜSTÜN BİR ŞAHSİYET..
Okuduğum bir kitaptan etkilendiğim yerleri paylaşmaya çalışacağım inşallah..
Bildiğiniz gibi Şeyh Şamil Gazi Muhammed ve ordusuyla uzun yıllar Kafkaslarda direnmiş bir komutan..
Benim en çok etkilendiğim yönlerinden birisi yine bir harp sırasında Rusların büyük taarruzları sonucu bir mağaraya sığınıyorlar sayıları az ve her yönden kuşatılmış durumdalar yapmaları gereken tek şey karşı koymak Gazi Muhammed büyük cesaretle atılmasıyla şehid oluyor..
Çok övüp kaharamn olarak benimsediği Şeyh Şamil komutanın güvenini boşa çıkarmıyor ve aynı cesaretle karşı koyuyor fakat omzundan yaralanıyor...bu üstün cesareti diğer askerleride harekete gçiriyor..
Omuzundan yaralanan şeyh Şamil bir kayanın dibinde baygın vaziyette belli bir müddet kalıyor.Kendine geldiği vakit
güneşe br göz gezdirip aklına ilk gelen "ikindi namazını" eda etmediğini hatırlayıp hemen orada namazını kılıyor...
Yine uzun bir süre ağır bir hastalık geçirip yataktan kalkamıyor..
İyileşme dönemlerinde kendine geliyor ve ilk tepkisi vaktin namazını kılmak istediğini belirtmesi oluyor..
Bu yönüyle çok örnek alınabilecek ÜSTÜN BİR ŞAHSİYET..
'' Geçen geçmiştir artık ; an-ı müstakbelse mübhemdir
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''
(M.KİF)
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''
(M.KİF)
Kafkas müslümanlarının mücahid ve kahraman lideri Şeyh Şamil, Rus ordularıyla otuz yıl kadar mücadele etmişti. İşte o savaşlardan biri olan Gimri Savaşı’ında Şeyh Şamil çok ağır bir şekilde yaralanmıştı. Anlatıldığına göre Şamil’in yaralanma hadisesi şöyle gerçekleşmiş:
Tüfek ve kılıçlarla yapılan bu çetin savaşta, düşman askerlerden biri bir taşın arkasında saklanarak pusu kurar. Fırsatını bulduğu anda da, üç ağızlı ve oluklu süngüsünü olanca şiddetiyle Şamil’in göğsüne saplar. Göğsüne saplanan tüfeğin namlusu uzun olduğundan bedeni geriye doğru itilmiştir. Bu halde kendi kılıcının düşmana erişemediğini gören Şamil, derhal göğüsüne saplanan süngünün kabzasına yapışarak, bütün kuvvetiyle kendine doğru çeker. Mesafe kısalır, fakat süngünün ucu da kahraman Şamil’in sırtından çıkmıştır.
Bu arada mesafesi kısalıp kılıç menziline giren düşman da, Şamil’in bir kılıç darbesiyle ölmüştür. İmam Şamil, son bir gayretle süngü ve tüfeği göğsünden çıkarıp atmış, kurşun yağmuru altında gecenin karanlığından da yararlanarak, yakınlardaki mağaralara doğru büyük bir çaba ile yol almaya başlamıştır.
Şamil, ormanlar içindeki mağarada kendi adamları tarafından, bitkilerden elde edilmiş ilaçlarla üç gün gizli tedavi gördükten sonra, sapa bir dağ köyüne götürülür. Burada yirmibeş gün kendini bilmeden, adeta ölü bir halde yatar.
Şamil’in şefkatli anası da, bu süre içinde geceli gündüzlü oğlunun başında beklemiştir. Nihayet Şamil, yirmibeş gün sonra kendine gelip gözlerini açar ve başında bekleyen anasına telaşla sorar:
- Anam, namaz vakti geçti mi?
Ne diyeceğini şaşıran kadıncağız:
- Zararı yok yavrum, kaza edersin! der.
Halbuki o ölüm uykusu, yüzyirmibeş namaz vakti devam etmiştir.
Kaynak: Tarık Mümtaz Göztepe, İmam Şamil
Tüfek ve kılıçlarla yapılan bu çetin savaşta, düşman askerlerden biri bir taşın arkasında saklanarak pusu kurar. Fırsatını bulduğu anda da, üç ağızlı ve oluklu süngüsünü olanca şiddetiyle Şamil’in göğsüne saplar. Göğsüne saplanan tüfeğin namlusu uzun olduğundan bedeni geriye doğru itilmiştir. Bu halde kendi kılıcının düşmana erişemediğini gören Şamil, derhal göğüsüne saplanan süngünün kabzasına yapışarak, bütün kuvvetiyle kendine doğru çeker. Mesafe kısalır, fakat süngünün ucu da kahraman Şamil’in sırtından çıkmıştır.
Bu arada mesafesi kısalıp kılıç menziline giren düşman da, Şamil’in bir kılıç darbesiyle ölmüştür. İmam Şamil, son bir gayretle süngü ve tüfeği göğsünden çıkarıp atmış, kurşun yağmuru altında gecenin karanlığından da yararlanarak, yakınlardaki mağaralara doğru büyük bir çaba ile yol almaya başlamıştır.
Şamil, ormanlar içindeki mağarada kendi adamları tarafından, bitkilerden elde edilmiş ilaçlarla üç gün gizli tedavi gördükten sonra, sapa bir dağ köyüne götürülür. Burada yirmibeş gün kendini bilmeden, adeta ölü bir halde yatar.
Şamil’in şefkatli anası da, bu süre içinde geceli gündüzlü oğlunun başında beklemiştir. Nihayet Şamil, yirmibeş gün sonra kendine gelip gözlerini açar ve başında bekleyen anasına telaşla sorar:
- Anam, namaz vakti geçti mi?
Ne diyeceğini şaşıran kadıncağız:
- Zararı yok yavrum, kaza edersin! der.
Halbuki o ölüm uykusu, yüzyirmibeş namaz vakti devam etmiştir.
Kaynak: Tarık Mümtaz Göztepe, İmam Şamil
http://haydimutfaga.blogspot.com
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
- Mütedeyyin
- Bronz üye
- Mesajlar: 105
- Kayıt: 23 May 2007, 12:30
- Konum: :Uzaklardan Nereye: Yakınlara
uff aman Allahım maşallah... tam bir kahraman.......
İslâmiyete irtica, mü'minlere mürteci diyenlere yazıklar olsun!
Bediüzzaman Said Nursi
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
Bediüzzaman Said Nursi
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
- rostusabiberi
- Süper üye
- Mesajlar: 738
- Kayıt: 03 Nis 2007, 14:04
- Konum: Muğla Bodrum Turgutreis
paylaşımlar için allah razı olsun...
şeyh şamil esir düşer, rus sarayında bir yemeğe bir komutan olarak davet edilir...
çok iştahli bir şekilde yemek yemesi misafirlerin dikkatini çeker..ve rus çarı kendisine korkarım bizide yiyeceksiniz der...o da
unuttunuz galiba biz müslümanız domuz eti yemeyiz elhamdülillah der...
yanlış olabilir..hatalıysam düseltin 0544........
şeyh şamil esir düşer, rus sarayında bir yemeğe bir komutan olarak davet edilir...
çok iştahli bir şekilde yemek yemesi misafirlerin dikkatini çeker..ve rus çarı kendisine korkarım bizide yiyeceksiniz der...o da
unuttunuz galiba biz müslümanız domuz eti yemeyiz elhamdülillah der...
yanlış olabilir..hatalıysam düseltin 0544........
esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden daima....
allahaimanet
allahaimanet
Böyle insalara şuanda o kadar çok ihtiyacımız varki Mevlam Şeyh Şamilleri başımızdan eksik etmesin.
Peygamberlik kapısı Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa S.A.V. ile kapanmıştır ancak mürşit kapısı kıyamete kadar açıktır ve 100 yılda bir dünyaya bir mürşit gelir bize düşende bu insanları bulup ellerinden tutup arkalarından gitmektir.
Peygamberlik kapısı Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa S.A.V. ile kapanmıştır ancak mürşit kapısı kıyamete kadar açıktır ve 100 yılda bir dünyaya bir mürşit gelir bize düşende bu insanları bulup ellerinden tutup arkalarından gitmektir.
Din kardeşini bir günahından dolayı ayıplayan kendiside o günahı işlemedikçe vefat etmez.
- imam hatipli
- Çok Özel Üye
- Mesajlar: 3603
- Kayıt: 05 Haz 2007, 22:31
- Konum: İstanbul
Şeyh Şamil o kafkasların eşsiz kahramanı insanların sevgilisi geçen sene Çankrı i.h.l olarak liseler arası şiir yarışmasına Şeyh Şamil adlı şiirle katılmıştık onun kahramanlığını o şiir o kadar güzel anlatmıştıki Çankırı 2'incisi olduk Şeyh Şamil anlatmayla bitirilecek bi insan değil paylaşımlar için çok teşekkür ederim
Hiçbir günah Allahın rahmetinden büyük değildir...
- rostusabiberi
- Süper üye
- Mesajlar: 738
- Kayıt: 03 Nis 2007, 14:04
- Konum: Muğla Bodrum Turgutreis
- imam hatipli
- Çok Özel Üye
- Mesajlar: 3603
- Kayıt: 05 Haz 2007, 22:31
- Konum: İstanbul
şamil kafkas dağının hürriyet güneşidir.
şamil atatürk’ümün özbe öz kardeşidir.
şamil’i bilmeyen atasını ne bilir.
şair diyor ki:
bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
ben de diyorum ki:
benim vatanımın sınırları kars’ta başlayıp edirne’de bitmez
azerîmin hürriyet hürriyet diye doğduğu kıyılarda başlar,
taa viyana kapılarında biter.
kür, aras coştukça; tuna, volga taştıkça
benim şiirlerim okunacak türkülerim söylenecek...
hazar çalkandıkça, benim ay–yıldızlı bayrağım dalgalanacak.
işte taa oralardan esen rüzgârın getirdiği bir oyun
esaretin düşmanı, cesaretin timsali şeyh şamil.
sormayın kimlerdenem haralıyam a dostlar
gönülden fırtınalı boralıyam a dostlar
bir kızıl kurşun aldım yaralıyam a dostlar.
bu ses arslan sesidir...
bu ses kaplan sesidir...
bu ses türk-islam düşmanlarını titreten,
şeyh şamillerin sesidir...
(anonim)
şamil atatürk’ümün özbe öz kardeşidir.
şamil’i bilmeyen atasını ne bilir.
şair diyor ki:
bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
ben de diyorum ki:
benim vatanımın sınırları kars’ta başlayıp edirne’de bitmez
azerîmin hürriyet hürriyet diye doğduğu kıyılarda başlar,
taa viyana kapılarında biter.
kür, aras coştukça; tuna, volga taştıkça
benim şiirlerim okunacak türkülerim söylenecek...
hazar çalkandıkça, benim ay–yıldızlı bayrağım dalgalanacak.
işte taa oralardan esen rüzgârın getirdiği bir oyun
esaretin düşmanı, cesaretin timsali şeyh şamil.
sormayın kimlerdenem haralıyam a dostlar
gönülden fırtınalı boralıyam a dostlar
bir kızıl kurşun aldım yaralıyam a dostlar.
bu ses arslan sesidir...
bu ses kaplan sesidir...
bu ses türk-islam düşmanlarını titreten,
şeyh şamillerin sesidir...
(anonim)
Hiçbir günah Allahın rahmetinden büyük değildir...
- Mütedeyyin
- Bronz üye
- Mesajlar: 105
- Kayıt: 23 May 2007, 12:30
- Konum: :Uzaklardan Nereye: Yakınlara
Şiir güzelde .........
Buraya yazayım bilenler bilir;
Namaz Kılmayan Haindir; Hainin hükmü merduttur...
(Ellerinize sağlık yinede çok hoş olmuş )
Buraya yazayım bilenler bilir;
Namaz Kılmayan Haindir; Hainin hükmü merduttur...
(Ellerinize sağlık yinede çok hoş olmuş )
İslâmiyete irtica, mü'minlere mürteci diyenlere yazıklar olsun!
Bediüzzaman Said Nursi
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
Bediüzzaman Said Nursi
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir