HANNANE NEDEN AĞLADI?

Namazı "ikâme eden" büyükleri taşıyacağız sayfalarımıza. Sahabenin, peygamberin namazı, velîlerin, Allah dostlarının namazı..

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
HaNNaNe
Yeni üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 15 Tem 2007, 00:03
Konum: alem-i dünyadan

HANNANE NEDEN AĞLADI?

Mesaj gönderen HaNNaNe » 17 Tem 2007, 01:01

Efendiler Efendisi (s.a.v.)’nin daha yeni hicret ettiği günlerdi. Gönüllerin “Medine”leştiği o kıvama denk, etraftaki hâle şeklindeki nurlar vardı. Kaynağı bitmeyen bu ışık kaynağının etrafında toplanan Sahabe Efendilerimizin gönlüne girme adına davasını ortaya koyuyordu. Namaz nasıl ki hayattaki en büyük hakikatti;namazlardan da Cuma namazı, toplumsal kaynaşmanın mesajını verme adına o kadar muhakkaktı.

Cumanın da kıldırılması ve Sahabe Efendilerimize hitap tarzının rengarenk tonlarda verilmesi için hutbe irad etmek(okumak) gerekmekteydi.

Efendimiz (s.a.v.)’in sohbet ederlerken daha önce kullandığı, mübarek sırtını dayadığı bir hurma kütüğü vardı. Adı Hannane idi. O da mübarekti, çünkü; İki Cihan Serveri Efendimiz (s.a.v.)’in mübarek sırtını dayadığı her yer ve nesne mübarektir. Sahabe Efendilerimiz’in sayılarının artması, mekan değişikliğini gündeme taşımıştı. Hutbe okumak için de minber gerekliydi...

Minber, üç basamaklı inşa edilmişti. Efendiler Efendisi (s.a.v.) daha ilk hutbesini vermek için minbere çıkmıştı ki, "bir hamile devenin inleyişi" nağmesinde hıçkırıkla dolmuş ses işitildi. Nağme diyorum, ben o nağmeye ve hafakana kurban olurum. O nağmeye ruhum feda olsun. Efendimiz(s.a.v.) için ağlanır, hakiki ağlama budur. O hafakana ruhum feda olsun. Çünkü; O (s.a.v.)’nun için dökülen gözyaşları ve hıçkırıklar boşa gitmez, gitmeyecektir...

Yeryüzünde “vefa”nın tek temsilcisi Efendiler Efendisi (s.a.v.), hemen minberden inerek o bulutlar gibi dolmuş olan Hannane’nin yanına vardı.Bir çocuğu okşar gibi onu da okşamıştı.Kim bilir mübarek oğlu İbrahim’i bu kadar okşayabilmiş miydi O Nur İnsan?

Mesele anlaşılmıştı,meseleye olağanca hassasiyetiyle vakıf olan(haberdar olan) Sahabe Efendilerimiz de hıçkırıklarına hakim olamamışlardı..Demek ki O (s.a.v.)’ndan ayrı kalmak Cennetten uzak yaşamak gibi bir hayattı. O(s.a.v.)’nu hayattayken tanımıştı,ayrı kalarak amansız talihsizlikle karşı karşıya da kalmak isteyemezdi...

Hannane Cenneti(s.a.v.)’nden ayrı kalamazdı.Onu ancak Cennet hayatının teklif edilmesi rahatlatırdı.Efendiler Efendisi(s.a.v.) bunu da o masum kütüğe teklif etmişti..(Hayır hayır,ben ona kütük demekten bile acizim..Rasulullahın sırtını dayadığı her yere kıymet vermek lazım,kuru bir nesne bile olsa)..

Efendimiz(s.a.v.),Hannane’yi sıvazladıktan sonra Sahabe Efendilerimize buyurdular ki “Eğer Hannane’nin yanına gelip de onu sıvazlamasaydım,kıyamete kadar ağlayacaktı.”Demek ki O(s.a.v.)’ndan kısa bir müddet ayrılık bile kıyamete kadar ağlamaya eş değerde..Peki,tamamen ayrılık nasıl bir süreç ister, vicdanımıza atfolunur…

Hannane’ye Efendimiz(s.a.v.)’in o muhteşem vefası vesilesiyle “Cennette yemyeşil bir ağaç” olma payesi verilmişti.Meyvelerini Cennetteki temiz Müslümanlar yiyeceklerdi.Bu paye ona namütenahi bir değer kazandırmıştı…Ahireti dünyaya tercih etmiş,Efendisi(s.a.v.)’yle Cennet’te buluşma müjdesiyle vefasına veda eylemişti…

Demek ki Ahireti,dünyaya tercih edenlerin sonu böyle oluyor…Demek ki beklenen kutlu son böyle oluyor, kurtuluşun anahtarı burada böyle veriliyor ve alınıyor..

NOT.Zahiri manada kuru bir kütüğün bile O(s.a.v.)’nun aşkı ve sevdasıyla ağladığına şahit olabiliyorsak;neden bizdeki O(s.a.v.)’na karşı olan aşk,gözyaşı musluklarımızı açmamıza engel olsun ki?!!
Hizmet nimettir...

Kullanıcı avatarı
musabcan
Süper üye
Süper üye
Mesajlar: 560
Kayıt: 12 Mar 2007, 22:05
Konum: 7.kat daire 15:)
İletişim:

Mesaj gönderen musabcan » 17 Tem 2007, 01:08

Ahireti dünyaya tercih etmiş,Efendisi(s.a.v.)’yle Cennet’te buluşma müjdesiyle vefasına veda eylemişti…



Biz o vefayi bulsak da vedasi kalsa :cry:
[img::]http://img106.imageshack.us/img106/5479 ... cekat5.jpg[/img]

Hakikate soğudukça, kürece ısınıyoruz..

Kullanıcı avatarı
Habibim...
Altın üye
Altın üye
Mesajlar: 417
Kayıt: 12 Haz 2007, 21:05

Mesaj gönderen Habibim... » 17 Tem 2007, 01:09

Allah razı olsun... Bize de böyle bir sevgi nasip eder inş Rabbim... :cry:
Hizmet insanı, gönül verdiği dâvâ uğrunda kandan-irinden deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da her şeyi sahibine verecek kadar olgun ve Yüce Yaratıcı'ya karşı edepli ve saygılı...

Kullanıcı avatarı
HaNNaNe
Yeni üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 15 Tem 2007, 00:03
Konum: alem-i dünyadan

Mesaj gönderen HaNNaNe » 17 Tem 2007, 01:11

Rabbim bizi O'na layık ümmet eylesin inşallah...
Hizmet nimettir...

Kullanıcı avatarı
musabcan
Süper üye
Süper üye
Mesajlar: 560
Kayıt: 12 Mar 2007, 22:05
Konum: 7.kat daire 15:)
İletişim:

Mesaj gönderen musabcan » 17 Tem 2007, 01:20

Amin..
Ecmain olsun kardeslerim..
[img::]http://img106.imageshack.us/img106/5479 ... cekat5.jpg[/img]

Hakikate soğudukça, kürece ısınıyoruz..

Cevapla