Hacı Bektaş-ı Velî

Namazı "ikâme eden" büyükleri taşıyacağız sayfalarımıza. Sahabenin, peygamberin namazı, velîlerin, Allah dostlarının namazı..

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
beyaz dilekce
Çok Özel Üye
Çok Özel Üye
Mesajlar: 3052
Kayıt: 29 Ara 2006, 19:48
Konum: sevilesi şehir

Hacı Bektaş-ı Velî

Mesaj gönderen beyaz dilekce » 13 Şub 2007, 00:10

İmân ve Ahlâk Kahramanı; Hacı Bektaş-i Veli

Türk İslâm ülküsünün büyük mimarlarından Hacı Bektaş-ı Veli, mânânın Anadolu'yu fethetme kaderinin çok önemli bir vazifelisiydi.
Türkistan'da başlayan büyük veliler harekâtının lider sultanlarından Ahmed Yesevi Hazretlerinin en son öğrencisi olmak sıfatını taşıyordu.

Türkistan'dan o zamanki ismiyle Diyar-ı Rum denilen Anadolu'ya, fırlatılan manevi füzeler bir yüzyıldan daha kısa bir süre içerisinde Anadolu'nun yüreğinde İslâm ışığını coşturuverdi.
Belh'ten gelen Mevlana, yine Türkistan'dan gelen Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran gibi nur füzeleri Anadolu'da çürümüş olan Hıristiyan kültürünü eritip yok etti.
Çünkü bu yüce zatlar iman ve İslâm’ı anlatarak değil, yaşayarak Anadolu'da dirilttiler.
Herbirisi Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v), mucizevî ahlâkının bir sayfasını ışık ışık yaşayarak insanları yanlışlardan, gafletten kurtardı.

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri bir yandan bizzat kendisi, bir yandan öğrencisinin öğrencisi olan Yunus vasıtası ile Osmanlı toplumunun kurulmasında hatta ordusunun teşkilinde çok önemli vazifeler aldılar.

Gelibolu'ya geçen Osmanlı ordusu askerlerine (5.000 kişi) tek tek mânevi hizmet ve dua buyuran Hacı Bektaş-ı Veli, kudretli elini Macaristan'ın içine kadar uzattı.
Daha önemlisi bugün üzüntülü nazarlarla seyrettiğimiz Bosna'nın yüreğine insan ve insanlık hikmetleri ulaştırdı.

Bütün hayatı boyunca, Fahr-i Kâinat Efendimize hizmet etmekten, O'nun sünnetlerine uyarak yaşamaktan başka hiçbir değişik tavrın sahibi olmadığı halde, zaman içerisinde politik ayrılıkların türlü istismarına rağmen Hacı Bektaş-ı Veli çok güçlü bir İslâm önderi ve lideri olmak özelliğini kaybetmedi.

Namaza verdiği önem, İslâm ahlakından temel unsurlara karşı gösterdiği titizlik çok netken ona özel sevgisiyle bağlılık duyanların yanlış davranışlarından elbette ki yüce sultan mesul değildir, İslâm’ın özden yorumları anlamına gelen tasavvuf ilminde Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin hikmetli ahlâk anlayışına tekabül eden Bektaşîlik, gerçekten zaman dilimleri içerisinde çok farklı görüntüler sergilemiştir.

Ancak Bektaşîlik sırrı içinde hiçbir zaman bugünkü kavram kargaşasında varsayılan İslâmiyet’ten ve Kur'an'dan sapma yoktur.
Bektaşiliğin temeli Allah sevgisi, ona bağlı olarak insanları sevmek, hoşgörü temellerine dayanır.
Bu arada hemen hemen en güçlü kadere rıza ve teslimiyet gibi insana mânâ zenginliği kazandıran hikmet, Bektaşi temel ilkelerinden biridir.
Osmanlı döneminde Bektaşîlik gerçeğine uygun bir biçimde büyük bir kültür hazinemiz olmuştur.
Özellikle İstanbul'da Bektaşi tekkeleri halk ve saray tarafından saygı ve sevgiyle yaklaşılan irfan yuvalarını temsil etmiştir.
Yeniçeri ocağının Hacı Bektaş-ı Veli'nin sırrı içinde eğitimi Osmanlı Ordusunun ahlak içerisinde büyük başarılarını sağlamıştır.

Şu halde Türk-İslâm fıtratından güçlü bir mana cereyanı olan Hacı Bektaş-ı Veli, bu milletin sıcak bir sevginin sembolüdür.
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin gerek kendisinin, gerekse kendisinden sonra gelen birçok Bektaşi velisinin Hz. Ali'ye, ehli beyte karşı olan çok güçlü bağlılığı, Alevi kardeşlerimizin de Hacı Bektaşi Veli'ye olan bağlılıklarını adeta zirveye ulaştırmıştır.

Nasıl, ister sünni olsun, ister alevi olsun tüm mü'minler Hz. Ali'yi sevmeye mahkûmsa, Hacı Bektaşi Veli Hazretlerini de sevmeye, onun ahlâk anlayışını, İslâmiyet’i yorumunu anlamaya mecburdur.

Milletçe ne zaman silkelenip gerçeklerin etrafında bir çelik yürek haline gireceğiz?
Gerek alevi kardeşlerimizi, gerekse Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerini, marksist ve ateist zorbaların her kalıba dökülüp milleti bağlamak isteyen madrabazların elinden ne zaman alacağız?

Ve milletçe ne zaman aleviler Hacı Bektaş-ı Veli ve Karacaahmet Sultan bizim başımızın tacıdır ey haysiyetsiz marksist ve ateistler.
Üstümüzden elinizi çekin, biz gerçek kardeşleriz.
Sizinle ise ne kan ne can yakınlığımız yoktur diyebileceğiz.

FEYZ AYLIK FİKİR KÜLTÜR AKTÜALİTE DERGİSİ AĞUSTOS 2002 SAYI: 134

Onk. Dr. Haluk Nurbaki
[img::]http://img400.imageshack.us/img400/1295/kelebekjm3.gif[/img]
14 zaman evvelinde, kaldı renkler...

Kullanıcı avatarı
cezm
Namaz Aşığı
Namaz Aşığı
Mesajlar: 1471
Kayıt: 26 Kas 2006, 17:36

Mesaj gönderen cezm » 13 Şub 2007, 01:57

teşekkürler...
"YA RABBİ KATINDAN GELECEK OLAN HAYRA ÖYLE MUHTACIZ Kİ..."
...iyyake na'büdü ve iyyake nestaıyn...


...Ya Rabbi, el- LATİF isminle muamele eyle...[/i]

Kullanıcı avatarı
olben
Namaz Aşığı
Namaz Aşığı
Mesajlar: 1108
Kayıt: 11 May 2007, 00:00
Konum: Şehr-i İstanbul

Mesaj gönderen olben » 31 Tem 2007, 11:34

Bu olaylar son 10 yıl içinde gelişti daha öncesinde alevi arkadaşlarımızda bu derece ayırım yoktu ancak birileri aramıza ve özellikle alevi arkadaşlarımızın içine çeşitli fitneler sokarak yalan yanlış bilgilerle doldurup farklı şekillerde yönlendirdiler ve sonucunda alevi arkadaşlarımız müslümanlıktan çok daha farklı şekilllerde yetişmeye başladılar..
Sonuçta alevi ne demek kelime manasıyla bile Hz.Ali yi seven demek e o zaman hepimiz Aleviyiz zaten...
Din kardeşini bir günahından dolayı ayıplayan kendiside o günahı işlemedikçe vefat etmez.

Kullanıcı avatarı
olben
Namaz Aşığı
Namaz Aşığı
Mesajlar: 1108
Kayıt: 11 May 2007, 00:00
Konum: Şehr-i İstanbul

Mesaj gönderen olben » 31 Tem 2007, 12:09

Son 10 yılda iyice azıttılar demek istedim bundan 10 yıl öncesine kadar hiç olmassa cenazelerini hepimizin ortak ibadet ettiği camilerden kaldırıyorlardı ve bu kadar çok cem evi adı altında yanlıoş şeylerin empoze edildiği(bu benim şahsi düşüncem) yerler yoktu..
Din kardeşini bir günahından dolayı ayıplayan kendiside o günahı işlemedikçe vefat etmez.

Cevapla