İstemiyorum gelmeni. Nedensiz değil sözüm...

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Aciz_Kulum
Yeni üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 12 May 2008, 12:07
Konum: Kocaeli

İstemiyorum gelmeni. Nedensiz değil sözüm...

Mesaj gönderen Aciz_Kulum » 28 May 2008, 11:46

25.05.2008
İSTEMİYORUM GELMENİ!

Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan işlenecek bir günahı.
Seni beklediğim kadar…

“Necip Fazıl KISAKÜREK”

Sözleriyle ne güzel anlatıyor bekleneni, evet biz de bekliyoruz En Sevgiliyi. O’nun adına şiirler yazıyor O’na olan sevgimizi, özlemimizi, sevdamızı, hasretimizi dile getiriyoruz. Ama ne için?
Madalyonun bir yüzünü görmesi için mi, yoksa diğer yüzünü görmesi için mi? Madalyonun bir yüzü O en güzel Sevgililer Sevgilisi için yapılan sünnetler, alınan ahlak örnekleri ve duygular düşünceler. Ya diğer yüzü! Hiç kimse mi bunu düşünemiyor, hep gel diyoruz. Ama gelince sadece bizim O’na olan sevdamızı mı göreceğini sanıyoruz? Hayır, sadece kendi menfaatlerimizi düşünüyoruz. O Sevgililer Sevgilisi kendi döneminde bile “ Benim bildiklerini, gördüklerimi bilip görse idiniz, az güler çok ağlardınız…” diye buyuruyor. O zaman bile bunu söyleyen Efendimiz Muhammed Mustafa (a.s), bu halimizi görse kahrolmaz mı? Hangi yüzle ‘GEL’ diyoruz? O’nun şemailine bakacak yüzümüz var mı, O kutlu misafirin yüzüne bakan yüzümüz kızarmayacak mı, Utanmayacak mıyız O’nun önünde yaptıklarımızı düşününce, nasıl bakacağız yüzüne nasıl? Hangi birimiz ibadetimizi tam olarak yerine getirebiliyoruz, hangi birimiz tam olarak namazımızı kılabiliyoruz, hangi birimiz vaktinde kılınamayan namaz için endişe ediyoruz, hangimiz kısasları düşünüyoruz ve hangimiz anne-babamıza, evlatlarımıza ya da Rab’im-ize kulluk görevi istediği şekilde yapabiliyoruz… Hangimiz söyleyin hangimiz? Hala ellerimiz hava da gelmesi için yalvarıyoruz Rab’im-ize ama hangi yüzle? Bir anneye babaya sesleniyorum; siz çocuğunuzu ahlaklı yetiştirmek istemiyor musunuz? Neden ona cicili bicili oyuncaklar yerine, güzel kitaplar almıyorsunuz ufkunu genişletmiyorsunuz? Neden çocuğunuza O Sevgililer Sevgilisini anlatan çizgi filmler, ilahiler izletip dinletmiyorsunuz. Bir çocuğa sesleniyorum; sen ey çocuk neden babandan annenden bisiklet oyuncak bilgisayar istiyorsun? Neden bunların yerine iman dolu kitaplar, güzel ahlak örnekleri istemiyorsun, neden? Ve bizler neden Allah’ın mağfiretini, hidayetini kazanmak için çabalamıyoruz, diğer kardeşlerimiz için dua etmiyoruz? Peygamber Efendimiz (a.s) “Kendin için istediğini tüm ümmet-i Muhammed için iste ve dua et” diye buyurmamış mı? Neden sadece kendi menfaatlerimiz için uğraşıyoruz? Yukarıda bahsettiğim menfaatte buydu işte. Bir kaçımızın mutlu olması… O (a.s) kutlu insan’ın dünya’ya şeref vermesi tabii ki herkesi mutlu kılacaktır. Ama dediğim gibi birkaç kişi dışında nasıl bakacağız yüzüne? O birkaç kişi de sadece kendini düşünen insanlardır. Yetmiş milyon kişiyiz, bu yetmiş milyon kişiden kaç kişi diğer kardeşleri için ağlıyor, sızlıyor ve yalvarıyor Allah’a. Kaç kişi diğerleri için endişeye düşüyor, uyarmaya çalışıyor, güzel şeyler öğretmeye çalışıyor? Kaç bin kişi acaba namazlarında rükû’u, secde’yi ve kıyam’ı uzun tutuyor? Peygamber Efendimiz (a.s) rükû hakkında “Belin iyice bükülmeden yapılan rükû, hamile olup ta doğumu yaklaştığı sırada çocuğunu düşüren kadına benzer.” buyuruyor. Allah-u Teala Kur-an’ı Kerimde “Mü’minun 2 / 341 - O mü’minler ki namazlarında tevazu ve korku sahibidirler.”,” Fussilet 33 / 479 - Ben gerçek Müslümanlardanım deyip, Salih amel işleyerek Allah’a (ibadete) çağıran kimseden daha güzel sözlü kim var?” buyuruyor, ve yine Peygamber Efendimiz (a.s) Ebu Hureyre (r.a)’ye “Kulun Rabbine en yakın olduğu durum secde halidir, orada bolca dua ediniz.” diye müjdeliyor. Fakat kaç kişi secde de Allah’ın istediği gibi dua ediyor? Benim kalbim temiz diyen insanlardan da Allah ibadet edip namaz kılmayı emrediyor. Bizim kalbimiz O’nun kadar temiz mi? Ama O (a.s) en zor zamanında bile namazını bırakmamış, ibadetini eksik yapmamıştır. “Mahşer gününde kendisinden sorguya çekilecek ilk hesap namazdır” diye buyuruyor Allah-u Teala. Bizler düğünlerde güzel giyiniyoruz. Özel günlere özen gösteriyor o gün her şeyi güzel yapmak için elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Peki ya Namaz için? Bakın Allah (c.c) Araf 31 Suresinin 153. ayetinde “Ey Âdemoğulları! Her namazınızda süslü elbiselerinizi giyin, yiyin, için, israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.” buyuruyor. Bu sözüne atfen neden biz hala ibadetlerimizin en önemlisi olan namazımızı kılmıyor ya da kılanlar için özenilerek kılınmıyor. Veysel KARANİ (r.anh) hazretleri her gününün gecesini üçe bölerdi; bu gece rükû gecesi bu gece kıyam gecesi, bu gece secde gecesi. Biz ise bırakın gecemizi üçe bölmeyi o tatlı uykumuzdan kalkıp nafile namazı bile kılamıyoruz. İki rekâtlık o nafile namazını bile kılmıyoruz birçoğumuz. Neden? Vaktimiz mi yok, yorgun muyuz, daha mı önemli işlerimiz var? Peygamber Efendimiz (a.s) döneminde savaşın ortasında o yıldızların vakti mi vardı. Bedir savaşında 150 kişi önde savaşırken 150 kişi arkada Peygamber (a.s)’imizin imamlığı eşliğinde namaz kılmadılar mı? Onların çok mu zamanı vardı? Ama o en kötü dakikalarında bile Allah’a iman etmekten vazgeçmediler. Şimdi diyeceksiniz ki sen bunları yazıyorsun, peki sen ne yapıyorsun. Ben şunu yapıyorum, şu anda bunları yazarak kendime ve tüm Müslüman kardeşlerime ders çıkartmaya çalışıyorum. Onlara ufuk çizgisini göstermeye çalışıyorum. Bende de iman eksikliği olduğunu ve bunu düzeltmek için tüm inancım, ibadetim ve imanımla düzeltmeye çalışıyorum. Goethe’nin de dediği gibi “Hiç kimse Hz. Muhammed (a.s)’in prensiplerinden daha ileri bir adım atamaz. Biz Avrupa milletleri medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed (a.s)’in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki hiç kimse bu yarışta (imanda) O’nu geçemeyecektir.” Bu sözleriyle arada ki farkı öyle güzel anlatıyor ki o batılı düşünür, anlamamak için ya dinimizi anlamamış ya da anlamak istememiş olmamız lazım. Biz daha yolun başında iken O (a.s) yolun sonuna çoktan erişmiş En Sevgili, Habib, Nebi olmaya hak kazanmıştır. Onun Sevgililer Sevgilisi olmasını hak kazandıran; ahlakı, ibadeti ve imanıdır. En önemlisi de boynumuzun borcu olan namazıdır. Peygamber Efendimiz (a.s)’in vefatından birkaç gün önce dediği “Namaz; gözümün nuru, gönlümün miracıdır.” sözünden de namaza ne kadar değer verdiğini ve Allah katında öneminin ne kadar kutsal olduğunu anlamaktayız. Günde beş vakit olan süresini toplasan yarım saati bulmayan bir ibadeti bile Rabbimize ve Resulüne çok görüyoruz. Hala ne yüzle gel diye yalvarıyoruz? Gelip de bizim kızaran yüzümüzü görsün diye mi? Yoksa kılanların eksiğini görsün diye mi? Hangi yüzle çağırıyoruz…

Benim bu sözlerim yalnızca yaptığı ibadeti eksik yapan ya da riya için yapanlara. Eğer sen kendinden önce tüm Müslüman kardeşlerini düşünüyorsan ve Allah a kulluk görevlerini en iyi şekilde yapıp yani tevekkül edip sonrasını Allah’a bırakıyorsan işte sen gerçek bir mümin-sin. Bunu ben değil, Allah kelamında açıklıyor. Ne olur kardeşlerim lütfen Allah’ın yolundan sapmayalım, Kerem sahibi olan Allah’tan kerem isteyelim şirk koşmayalım. Bu dünyanın gelip geçici heveslerinden cayıp mahşer içinde birikinti yapalım. Yaptığımız ibadetleri iyi değil en iyi şekilde tamamlayalım, bu can, bu beden bizlere emanet. Bize “Rabbiniz Kim” diye sorulmadı mı? Bizlerde üç defa Rabbimiz Sen’sin Allah’ım diye şahitlik etmedik mi? Peki şimdi neden inkâr ediyoruz birçok şeyi? Neden kabul etmiyoruz, kabullenemiyoruz. Yaptığımız ibadetleri neden düzgün yapmıyoruz? Yarın mahşerde Rabbimizle nasıl yüzleşeceğiz ki bugünümüze Efendimiz (a.s)’in gelmesini istiyoruz? Allah’a dönelim. Her doğum yeniden bir diriliş değil mi ve her ölüm bir kıyamet değil mi? Kaç kıyamet koptu evlerde kaç? Daha ne kadar yaşayacağız, hesabını mı yaptık. Hangimize sonsuzluk yazıldı ölümsüz yazıldı hangimize? Neden o halde Allah’ı unutmak, neden o halde Allah’tan uzaklaşmak, neden o halde peygamber (a.s)i düşünmemek, neden o halde secdesiz kalmak hangimiz ebedi yaşayacağız hangimiz? Bir gecenin karanlığı gibi bir anda zifiri karanlık olacak her yer, her şey hangimiz hesap vermeyeceğiz ki bu fani dünyada yaptıklarımız için. O sapmışlar için neden dua etmiyoruz hidayete ermeleri için, zulüm edenleri neden engellemiyoruz? Bunların hepsinin hesabı sorulmayacak mı? Kısasa kısas olmayacak mı mahşerde? Lütfen kardeşlerim bu dediklerime kulak verin. Ağabeylerim-ablalarım, annelerim-babalarım, nenelerim-dedelerim. Lütfen zararın neresinden dönersek kardır. O Sevgililer Sevgilisini çağırmadan önce bu okuduklarınızı iyi düşünün. Namazımızın rükûsunu ve secdesini tam yapalım. Allah’a olan ibadetimizi eksiksiz yapalım. O Nebiler Nebisi (a.s)’nin sünnetini yerine getirelim. O’nun ahlakı Kur-an’dı, bizde O’nun ahlakını örnek alalım, hadisi şeriflerine uyalım. O’nun davranışlarını, hayâsını ve edebini örnek alalım. Rabbimize daha yakın olmak için elimizden geleni yapalım. Bunlar olana kadar O Sevgililer Sevgilisinin gelmesini istemeyelim. Bizi böyle görmemesi için her şeye dört elle sarılalım. Bizi bu halde görmesini istemediğim için gelmesini istemiyorum…

Simge GÖREN

* Her türlü yorumlarınıza saygılıyım..

Ey Nebi (a.s) !
Senin sevdanı dikensiz bir gül gibi yüreğimde saklıyorum.
O'nu orada büyütüyor, sünnetinle suluyorum...
(Simge)


Kullanıcı avatarı
Aciz_Kulum
Yeni üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 12 May 2008, 12:07
Konum: Kocaeli

Mesaj gönderen Aciz_Kulum » 28 May 2008, 12:34

olumlu ve ya olumsuz mesajlarınıza her zaman saygılıyım. Belki benden daha iyi biliyorsunuzdur bazı konuları ve o yüzden saygı duyuyorum..
Ey Nebi (a.s) !
Senin sevdanı dikensiz bir gül gibi yüreğimde saklıyorum.
O'nu orada büyütüyor, sünnetinle suluyorum...
(Simge)


Kullanıcı avatarı
melissa
Çok Özel Üye
Çok Özel Üye
Mesajlar: 15190
Kayıt: 26 Haz 2007, 11:07
Konum: Gurbet sanıyor.

Mesaj gönderen melissa » 28 May 2008, 13:00

Hos, sevdan hayirli olsun.Taklidi imandan hakiki imana yolun yol olsun.Bu sevda boyle baslar.Aslan kesilirsin, herkesi duzeltmeye, duzeni degistirmeye kalkarsin.Be hey insan sen degis evren degisir. Kendini bul Rabbini bulursun.Dualar, namazlar kendinden gelir.Gel deseler de gelmeyecek o nebi, getirdigini getirelim. Once ben sonra sen, sonra biz olalim. Bizligin bilinciyle bir oldugumuzu anliyalim, mecburuz bizi duzeltmeye anlamaya, yardima, ...daha bir cok sey uzulme, yapabildiginden basla.Evreni degistirmeye kalkma, gucun yetmez zaten gerekmez.Simdi gulerim halime, bende degistirmeye kalktim alemi, sen degis bak gorursun, her sey degisir yavas yavas.Alemin sahibi dusunmus herseyi, uyarsan kurala, dusmezsin cukura. Zamanla anladim ki kural isleyecek bu niye? bu neden, diye sorma.
Kurtarici bekleyenler, bosuna bekler, yakinindakini gormez, uzaktan yardim bekler.Ac elini sana sah damarindan yakin O, kimi beklersin
ey saskin, Herseyi veren o, baskasindan ne istersin.
Daha ogrenilecek cok sey var, kafaya takmadan uygulamaya gec. Bildigini yapmiyor insan sonra geciyor basima niye geldi bu?Rabbinden istemeden kosuyor putlara, sonra niye vermiyor bu?Rabbim yardimcin olsun.

Kullanıcı avatarı
Aciz_Kulum
Yeni üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 12 May 2008, 12:07
Konum: Kocaeli

Mesaj gönderen Aciz_Kulum » 28 May 2008, 14:51

Allah razı olsun kardeşim duygu ve düşüncelerin için. Haklısın aslında evrenden önce kendimiz değişmemiz laazım. Amin inşallah Allah cümlemizin yar ve yardıımcısı olsun...
Ey Nebi (a.s) !
Senin sevdanı dikensiz bir gül gibi yüreğimde saklıyorum.
O'nu orada büyütüyor, sünnetinle suluyorum...
(Simge)


Kullanıcı avatarı
melissa
Çok Özel Üye
Çok Özel Üye
Mesajlar: 15190
Kayıt: 26 Haz 2007, 11:07
Konum: Gurbet sanıyor.

Mesaj gönderen melissa » 11 Mar 2010, 23:14

Allah razi olsun, güzel düsüncelerin için (bunlari ben mi yazmisim?)
Ben saskindim gözüm hiç birsey görmüyor kulagim baska söz duymuyor. tek amacim dini bilgiler, iyi anlayisli kardesim.
Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak da korkudan kurtarır.
Konfüçyüs.

Cevapla