Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce
Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
Kıpırtısız bir boşluğa koyarsın alnını günde beş vakit. Secdenin alnını nereye değdirdiğinden habersizsin. Gösterişsiz bir yöne dönersin yüzünü; ışıktan yolları yoktur şehrin kıblesinin. Kıblenin yüreğini nereye götürdüğünü bilmiyorsun. Suskun bir duvarın dibinde oturur gibisin her tahiyyatta... Selâmının kimleri neşelendirdiğini tahmin edemiyorsun, aldığın selâmların sıcağını hissedemiyorsun. Adını bilmediğin bir deniz kıyısında yürür gibisin. Yüzünü görüyorsun sadece mavinin; derindeki incilerin pırıltısına dokunamıyorsun. Terazinin bu kefesindesin; varlığını inceltirken rükûlarda, karşı kefede neyi biriktirdiğini bilmiyorsun. Şimdilik hece hece tutunduğun duanın gölgesinin haber verdiği ışıktan nasibin pek az. Dudaklarını ıslatan abdest suyunun her bir damlasının dudaklarını hangi billur pınarlara değdirdiğini fark etmiyorsun.
Hüznünün kuytularından taşırdığın fısıltılarını dök seccadene…
Aynalarda aradığın avuntuları sök bakışının perçemlerinden..
Bulduğunu yitir bir tekbirin yankısında… De ki “ben buraya razı değilim!”
Yitiğini bul elini elin üzerine koymana fırsat veren vuslatın arefesinde.. De ki “ben sonsuzluğa adayım!”
Varı yok et secdenin yüzünde; benliğini sıfırın altına çek, varlığını sonsuzluğun başına taşı.
Yoğu var et niyetin fısıltısında; ettiklerinin değil niyet ettiklerinin seni kurtardığını anla..
Diriyi öldür rükûların darağacında; teninden geç, bedenini yık dağ gibi..
Ölüyü dirilt dualarının burcunda; çağır günahın peltesinde dilsiz ettiğin ruhunu..
Umutlarını namazların ipeğine tane tane dizdiğini bil de sevin dostum. Namazın uçuruma atılmış en güzel gülündür senin. Namaz gülünün bin bahar olup içinde yankılandığını bil de sevin.
Bir namazı kaçırmış olmanın o hüznü yok mu? Hiç olmazsa onu al yedeğine? Sana müşfik bir vaize olsun…Pişmanlık değil midir bizi en çok büyüten? Yüzü yerde pişmanlıklarının kalbine attığı sızıları kaybetme lütfen.. Bu bize lazım.. Hep lazım.. İncelmiş duygularımızın izinde yürüyelim hep... İçimizdeki hüzün yol göstersin bize. Kırık kalbimiz, bükük boynumuz Rabbimizin rahmet dergâhına bitiştirsin secdemizi. Göz yaşlarımız rahmetin kucağına akıtsın yakarışlarımızı.
Zafer Dergisi
Kıpırtısız bir boşluğa koyarsın alnını günde beş vakit. Secdenin alnını nereye değdirdiğinden habersizsin. Gösterişsiz bir yöne dönersin yüzünü; ışıktan yolları yoktur şehrin kıblesinin. Kıblenin yüreğini nereye götürdüğünü bilmiyorsun. Suskun bir duvarın dibinde oturur gibisin her tahiyyatta... Selâmının kimleri neşelendirdiğini tahmin edemiyorsun, aldığın selâmların sıcağını hissedemiyorsun. Adını bilmediğin bir deniz kıyısında yürür gibisin. Yüzünü görüyorsun sadece mavinin; derindeki incilerin pırıltısına dokunamıyorsun. Terazinin bu kefesindesin; varlığını inceltirken rükûlarda, karşı kefede neyi biriktirdiğini bilmiyorsun. Şimdilik hece hece tutunduğun duanın gölgesinin haber verdiği ışıktan nasibin pek az. Dudaklarını ıslatan abdest suyunun her bir damlasının dudaklarını hangi billur pınarlara değdirdiğini fark etmiyorsun.
Hüznünün kuytularından taşırdığın fısıltılarını dök seccadene…
Aynalarda aradığın avuntuları sök bakışının perçemlerinden..
Bulduğunu yitir bir tekbirin yankısında… De ki “ben buraya razı değilim!”
Yitiğini bul elini elin üzerine koymana fırsat veren vuslatın arefesinde.. De ki “ben sonsuzluğa adayım!”
Varı yok et secdenin yüzünde; benliğini sıfırın altına çek, varlığını sonsuzluğun başına taşı.
Yoğu var et niyetin fısıltısında; ettiklerinin değil niyet ettiklerinin seni kurtardığını anla..
Diriyi öldür rükûların darağacında; teninden geç, bedenini yık dağ gibi..
Ölüyü dirilt dualarının burcunda; çağır günahın peltesinde dilsiz ettiğin ruhunu..
Umutlarını namazların ipeğine tane tane dizdiğini bil de sevin dostum. Namazın uçuruma atılmış en güzel gülündür senin. Namaz gülünün bin bahar olup içinde yankılandığını bil de sevin.
Bir namazı kaçırmış olmanın o hüznü yok mu? Hiç olmazsa onu al yedeğine? Sana müşfik bir vaize olsun…Pişmanlık değil midir bizi en çok büyüten? Yüzü yerde pişmanlıklarının kalbine attığı sızıları kaybetme lütfen.. Bu bize lazım.. Hep lazım.. İncelmiş duygularımızın izinde yürüyelim hep... İçimizdeki hüzün yol göstersin bize. Kırık kalbimiz, bükük boynumuz Rabbimizin rahmet dergâhına bitiştirsin secdemizi. Göz yaşlarımız rahmetin kucağına akıtsın yakarışlarımızı.
Zafer Dergisi
'' Geçen geçmiştir artık ; an-ı müstakbelse mübhemdir
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''
(M.KİF)
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''
(M.KİF)
Re: Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
İHVAN yazdı:Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
ne güzel bir tevafuk...
dün bu yaziyi okudum ve çok begendim. yazinin son paragrafini resim olarak hazirlamistim. aksam siteye gönderirim diyordum. Allah razi olsun yaziyi göndermissiniz. ben de bari resmi ekliyim.
not: resim e-kart bölümüne tasinmistir.
En son mihmandar tarafından 16 Oca 2007, 11:11 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
http://haydimutfaga.blogspot.com
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
Fikr(et) yazdı:Mihmandar,
Bu resimli yazıyı, e-kart bölümüne gönderebilir misiniz?
Bu kısımdan kaldıralım, siz o kısma gönderin.
Olmaz mı?
tabi ki Fikr(et) kardes, olur.
hemen e-kart bölümüne ekliyim.
http://haydimutfaga.blogspot.com
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
ne demek kardesim görevimiz
uyariniz için ben tesekkür ederim.
uyariniz için ben tesekkür ederim.
http://haydimutfaga.blogspot.com
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)
“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”