namaz insanı kılar

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
İHVAN
Bronz üye
Bronz üye
Mesajlar: 136
Kayıt: 01 Eki 2006, 01:11

namaz insanı kılar

Mesaj gönderen İHVAN » 01 Eki 2006, 16:15

SENAİ DEMİRCİNİN BU YAZISI ÇOK HOŞUMA GİDER BURDADA PAYLAŞMAK İSTEDİM

Resim

Namaz İnsanı Kılar

Zaman puslu bir nehir gibi akıyor içinden. Kıyılarını bilmiyorsun. Nerede başladığını bilmiyorsun. Nerede bittiğini bilmiyorsun. Hangi yöne aktığını bilmiyorsun nehrin. Sadece akıyor, sadece akıyor. Çağıltısını duyuyorsun sadece. Yatağına kırgın gibi; bazen taşıyor, bazen duruluyor, bazen çekiliyor. Kimse kenarında kalmıyor bu nehrin; seni de içine çekiyor, sevdiklerini göğsüne alıyor, sevdalarını sürükleyip uzak denizlere döküyor.
İçine kıvrılıyor gibi zaman. Göğsüne sokulup aşklarına dokunuyor, acılarını dokuyor. Aklında hesapları yarım bırakıyor, kalbinde yaralar açıyor, tenini dağlıyor. Hüsran içinde hüsran büyütüyor. Hayâl köprülerinin altından geçiyor. Taştan hatıralarını okşuyor. Kıvrım kıvrım içinden akıyor. Sana dokunuyor zaman. Seninle tükeniyor.
İçinde kıvranıyor zaman. Seninle tükeniyor. Yağmur sularına hasret kumlar gibi kuruyor, eriyor. Bozuk saatlere aldanıyor. Şarkı sözlerine dolanıyor. Hülyâların göğsüne kanıyor. Yalancı şafaklarla oyalanıyor. Akşamları göllerde dinleniyor. Öğle vakitleri koşturuyor. Şehirlerin telaşında eriyor. Anlamsız duvarlara gölge olup sokuluyor. Düşen yaprakla sırdaş olup dertleniyor. İçinde ağlıyor zaman. İçinde kıvranıyor.
İşte sabah. Lâl dudaklı bir sevgili zaman. Alnından öpüyor her şafak. Gözlerini açtığın yerde buluyorsun kendini. İşte bir kez daha varsın. Var edilmişsin. Uykunun çatlaklarından sızıyor gibi nehir. Elinden tutuyor; taze bir güne yolcu ediyor seni Sevgili. Kendini unuttuğun yerde yeniden hatırlanıyorsun. Kendini unutturduğun demde yeniden insan oluyorsun. Uyanıyorsun. Uyanıyorsun. Göz kapaklarını açmaktan fazlasını yapıyorsun.
Anla ki sen kendine ait değilsin. Bir göz kapağının ardında yitebilirsin. Gecenin koynunda sevdiklerinden kopabilirsin. Zaman nehri ayırabilir teni tenden, canı bedenden. Pek zayıfsın. Pek kolay inciniyorsun. Seni yaralayan ne çok şey var. Kanadı kırık kuşlar önce senin kanadını kırıyor. Hüznün için bin bir bahane var. Uçurumlar önce seni yutuyor; hep dağların ardına savruluyorsun. Kerem seni arıyor, aslı sana özeniyor. Leylâ çölde seni arıyor; Mecnûn sana ağlıyor. Zaman seni senden alıyor. Sürekli uçurumlar açıyor göğsüne. Yangınlar sunuyor göğsüne. Dağlar dağlardan uzaklaşıyor. Kalplerden kalplere çöller büyüyor.
Elin bir şeye yetişmiyor; parmaklarının arasından dökülüyor an. Ömrün sevdalarına yetmiyor; batan şeyleri sevmiyorsun, sevemiyorsun. Sabrın kıl kadar; günü akşam edemiyor, akşamı sabaha yetiştirmiyor.
Vakit sabah. Gün seni bekliyor. Yüklerin ağırlaşacak. Belin bükülecek. Dünya seni çağırıyor. Ömrün azalacak. Zaman tenini yoklayacak. Ruhun sıkılacak. Şimdi, şu halde, elini eline veren, güneşi sana gönderen, yağmurları alnına değdiren sonsuz kudret sahibine hâlini arz etmeyecek misin? Şimdi şu halde, en ince dertlerini bilen, belli belirsiz fısıltılarını işiten, içinin de içini bilen sonsuz rahmet sahibinin huzuruna varıp içini dökmeyecek misin?
Bak seni bekliyor sevgilin. Yangınını ona sunsan, bütün yangınlar söner, ayrılıklara yol bulunur. Gözlerini ona aç, bir de onunla yan. Alnına serinliğini dokundur. Yaralarını onun yanında kanat. Onunla ağla. Ağla ki göz yaşlarına tek tanık olsun. Sevdalarını onun başucuna topla. Aşklarını çoğalt alnında. Ağla.
Kanayan kalbinden sızılar vursun yüzüne. Ellerin sevgilinin yüzüne koşsun. Dağ dağa kavuşsun. Çöller çöllerde kurusun. Yüzler yüzlere baksın. Sular sularda boğulsun. Yüzün sevdiğinin yüzünde kalsın. Ağla. Ağla ki zaman sana kalsın. Zaman içinde kıvrım kıvrım yol olsun. Sonsuzluğa uzansın. Ağla..
Sevgiline koş. Gecenin örtüsü dağılsın. Şafağın saçları çözülsün. Gönlünü rüzgâr alsın. Bütün küsmeler küsüşsün, yalnız kalsın. Kavga kavgaya tutuşsun; kalbinden vurulsun. Hüzün hüzne bölünsün; azalsın, sıfırlansın. Ağla. Ağla ki gurbet gurbeti gurbete göndersin. Ağla ki gözünün yaşı ırmağa karışsın.
İşte sabah. Zamanın nehri göğsüne sokuluyor. Anlamını sende arıyor. Yüzünü yüzünün ayinesinde seyrediyor. Alnına Rabbin ışıklar dokunduruyor. İşte seccaden. Alnını öpmeye geliyor. Secdeler seni uçurumlardan uçuruyor, Sevgili’nin diyarına taşıyor.
Lâl dudaklı bir sevgili yolunu gözlüyor. Zaman seni sensiz kılıyor. Namaz seni sen kılıyor. Namaz insanı insan kılıyor. ''Namaz insanı kılıyor.''


Senai Demirci
'' Geçen geçmiştir artık ; an-ı müstakbelse mübhemdir
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''

(M.KİF)

Kullanıcı avatarı
eslah
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 92
Kayıt: 01 Eki 2006, 11:35
Konum: istanbul

Mesaj gönderen eslah » 01 Eki 2006, 21:21

"Anla ki sen kendine ait değilsin." kelimesine takıldım ben. Bazen bunu unutuyoruz galiba. unuttuğumuz şeylerin başında da bu geliyor.

Ne dersiniz?

İnsan kendine ait mi, değil mi?

Kullanıcı avatarı
Sümeyra
Süper üye
Süper üye
Mesajlar: 612
Kayıt: 25 Eyl 2006, 21:35
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen Sümeyra » 01 Eki 2006, 21:37

" EMANET" kavramı hakkında görüş paylaşımı yapabiliriz. Kendimiz hakkında hangi haklara sahibiz ve hangi haklar daha baştan emanet aldığımız bedenin değil aslında.

Görüşlerinizi bekliyorum dostlar...

Kullanıcı avatarı
İHVAN
Bronz üye
Bronz üye
Mesajlar: 136
Kayıt: 01 Eki 2006, 01:11

Mesaj gönderen İHVAN » 02 Eki 2006, 15:25

bence insan kendisine ait değil..

bizler evet bu bedenleri Yaratıcıdan bir "emanat" olarak aldık...
Allah bizlere bedenlerimize ve ruhumuza iyi bakmamız gerektiğini ayetlerinde buyurmuştur...
Allah'ın buyurduğu gibi "tekrar döndüreleceksiniz" aidiyet kavramına KURAN'DA sıkca rastlıyoruz..burdan anlaşıldığı üzere Kendi benliğimizden
ait olduğumuz var olduğumuz var edenin ARşının Gölgesine doğru bir gerçekliğe doğru gidişimizle aidiyetimizin gerçek sahibine geri iade edilmesi söz konusu .
'' Geçen geçmiştir artık ; an-ı müstakbelse mübhemdir
Hayatından nasibin : Bir şu geçmek isteyen demdir''

(M.KİF)

Kullanıcı avatarı
Mirace
Yeni üye
Mesajlar: 6
Kayıt: 02 Eki 2006, 14:50

Mesaj gönderen Mirace » 02 Eki 2006, 15:42

Allah razı olsun İHVAN.
***
Ruh denen varlığa binek yapılan ve kullanım hakkı bize verilmiş bedenlerin emanetçisi olarak, esfel-i safilin ile ala-yı ılliyyin arasındaki yolculuklarda biletimiz her an bir yön için kesiliyor.
Ruh yükselmeye aşık fakat bedene zincirli. Beden sefil meşguliyetlere gömüldüğü vakit ruh da sefiller diyarında geziniyor. Beden ulvi işlerle iştigal ettiğinde ruh da yücelere kanat açıyor.
Zikir, ruhu sidretül müntehadan geçirecek en yüce binek. Namaz ise zikrin en güzel çeşidi...

Kullanıcı avatarı
mihmandar
Forum Müezzini
Forum Müezzini
Mesajlar: 1015
Kayıt: 06 Eki 2006, 09:46
İletişim:

Re: namaz insanı kılar

Mesaj gönderen mihmandar » 06 Şub 2007, 15:51

İHVAN yazdı:İşte sabah. Zamanın nehri göğsüne sokuluyor. Anlamını sende arıyor. Yüzünü yüzünün ayinesinde seyrediyor. Alnına Rabbin ışıklar dokunduruyor. İşte seccaden. Alnını öpmeye geliyor. Secdeler seni uçurumlardan uçuruyor, Sevgili’nin diyarına taşıyor.
Lâl dudaklı bir sevgili yolunu gözlüyor. Zaman seni sensiz kılıyor. Namaz seni sen kılıyor. Namaz insanı insan kılıyor. ''Namaz insanı kılıyor.''


Allah razi olsun ihvan kardes.

( bu yazi bu kadar asagilarda olmamali )
http://haydimutfaga.blogspot.com


"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz"
(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265)


“Sükût-u lisan, selamet-i insan!”

Cevapla