Dilimde dua, kalbimde vefâ”

Köşe yazılarını derliyoruz.

Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce

Cevapla
Kullanıcı avatarı
namaz_dostu
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 77
Kayıt: 23 Nis 2007, 21:23
Konum: İSTANBUL

Dilimde dua, kalbimde vefâ”

Mesaj gönderen namaz_dostu » 03 Haz 2007, 12:36

Dilimde dua, kalbimde vefâ”
Böyle söylüyordu, yüzlerce seçkin zevatın önünde, Bişkek’in Ayçürök Kız Lisesi’nin mezuniyet törenindeki Kırgız kızı. Bu anlamlı söz bana, sadece bu kadirşinas öğrencinin değil, farklı ülkelerdeki Türk okullarının atmosferinden istifade eden tüm dünya öğencilerinin yürekten fışkıran samimi hislerinin tercümanı gibi geliyor. Söze bakar mısınız Allah aşkına, “Dilimde dua, kalbimde vefâ!” Bunu yürekten söyletebilmek için, sonsuz maddî imkânlar kullanılsa başarmak imkânsızdır. Ancak o sevgi, o fedâkârlık, o gözyaşı, o ızdırap, o samimi dualar var ya… işte bu olmazları rahatlıkla olduruveriyor.
Bir fedâkârlık destanı yazılıyor Bişkek’te, Tomok’ta, Talas’ta ve Kırgızların uçsuz bucaksız yemyeşil otlaklarında. Önden giden atlılar, Tanrı Dağları’nı çoktan aşmış, zirvelerdeki karlı sulardan yudumlamış, yalçın dağları geçerken o geleneksel Kırgız çadırında da kımız içmeyi ihmal etmemiş ve tâ Talas’a, Çin sınırındaki Narın’a ulaşmışlar. Şimdilerde tüm kadirşinas aklıselim sahipleri, bu fedâkârlığın önünde saygıyla eğiliyorlar.
Talas’lı öğrenciler, Türkiye’li ziyaretçileri, ellerinde güllerle ve sevgiyle karşılıyorlar okullarının girişinde. Alkışlara boğuyorlar ve gerçekten de mahcup ediyorlar bizi. Öğrencilerin gözlerindeki pırıl pırıl ışıltıyı görmemek imkânsız. Allahım, o öyle bir ışıltı ki, onu tarif ne mümkün! O ışıltıda “istikbâl” var; o ışıltıda, “Izdırap İnsanı”nın gözyaşları var; o ışıltıda, fedâkâr öğretmenlerin gayretleri var; o ışıltıda, Anadolu’nun civanmert esnafının alınteri var; ve hepsinden önemlisi, o ışıltıda Rabbimizin rızası var. Hayata umutla bakıyorlar artık. Büyük, çok büyük hayaller kuruyorlar, şimdilerde. Meselâ, güzel ülkemizle dostluk hikâyeleri okuyorlar, kardeşlik destanları yazıyorlar, “aynı fedakarlığı biz de yapacağız” şiirleri söylüyorlar, yetmez mi! Öğretmenlerinden aldıkları fedâkârlık ışığıyla, geleceğe inançla, umutla bakıyorlar. Sohbet etmek istiyorlar, Türkiyeli abileriyle. “Hoşgeldiniz” diyerek bağırlarına basıyorlar bizi. Kimbilir, tüm bu hizmetlerin uzaktan yakından ardındaki fedâkârlar, cennetlere girerken aynen böyle alkışlanarak gireceklerdir, inşaallah.
Dışarıda, Türkiye câzibe merkezi olma yolunda dev adımlarla ilerliyor. Artık bunu Allah’ın izniyle hiçbir güç ve güruh durduramayacaktır. Bu ülke, bunu ve fazlasını hak ediyor. Mozaikin taşları yerine oturmak üzere. Büyük büyük işler değil, azıcık bir fedâkârlık, birazcık özveri ve bir parça samimiyet yeterli. Meşaleyi tutuşturan Allah’tır. Yetmiş yıllık kabuslu bir devrin ardından, güzel günler yola çıkmış, Tanrı Dağları’nda arzıendam ediyor.
Bir arkadaşımız, Türkiye haberlerini bir baksak tv’den, demez olsaydı keşke! İnanın ağız tadımız kaçtı: “Ankara’da patlama olmuş, üç-beş kişi vefat etmiş; Doğu’da altı şehidimiz var; ordumuz sınıra yığınak yapmış; Cumhurreisi, halkın seçmesini veto etmiş; devlet erkanı arasında soğuk rüzgarlar esiyormuş; Türkiye’yi krizli günler bekliyormuş; asker patlamada konuşmuş…” Yazık, bu ülkeye çok yazık. Olup bitenleri herhangi bir düşmanımız bile yapamazdı. Sahiden bu olayların arkasında kim var! Gerçekten, bir buçuk yıldır ülkeyi geren bu kanlı eller kimin! Bu olup bitenleri yapanlar, bu milletin evlâdı olabilir mi! Sahiden, bu kanlı kabusların senaryolarını kimler yazıyor! Dışarıdan bakınca insan utanıyor, adeta kahroluyor ülkemin haberlerini izlerken.
Sonra yine gezi atmosferine dönüyoruz, ve inanıyoruz ki bütün bu olumsuz gelişmeler, ülkemizin dünyada tanınması ve sevilmesiyle, cazibe merkezi olmasıyla son bulacaktır. İşte binlerce km. uzaklıktaki bu fedâkâr arkadaşlarımız da bu yolda hızla ilerliyorlar. Bu ülkenin imajını dışarıda düzeltmeye gayret eden bu arkadaşları, ülkesini sevdiğini iddia eden herkes alkışlamalı. Bayrağımızı dünyanın farklı ülkelerinde dalgalandıran bu kahramanları, tarih asla unutmayacak. Daha şimdiden onlar yâdıcemîl olma yoluna girdiler bile. Öyle bayrak sallamakla bayrağa saygı filan olmuyor. Seviyorsan, icraat yapacaksın icraat; onu dünyanın değişik coğrafyalarında, madalyalar alarak dalgalandıracaksın. Yoksa bayrağı alıp, sopasıyla milletin üzerine yürümekle değil. Böyle bir hareket, bayrağa ihanettir sadece. Karanlık elli gulyabaniler güruhunun tetiklemesiyle, sokağa fırlayıp bayrak muhabbeti yapmak, bu mukaddes simgeleri, karanlık emeller uğruna kullanmaktan başka hiçbir anlam ifade etmiyor.
Oralardaki öğretmenlerimizde Saadet Asrı’nı yansıtan bir yürek var. Onlarda öyle bir fedakarlık var ki, asırlar öncesinin örneklerini hatırlamadan edemiyorsunuz. Onlarda öyle bir sır var ki, onu çözebilmek için firâset gerek. Onlarda öyle bir sîmâ var ki, hizmetin ışıltısıyla pırıl pırıl ve iman parıldıyor. Onlarda öyle bir umut var ki, sonsuzu peyleyecek kadar engin.
Okullardan mezun olanlar el üstünde tutuluyor ve herkesin câzibe merkezi oluyorlar bu diyarda. Okullara girebilmek için binlerce öğrenci sınavlarda ter döküyor. Ve ne yazık ki onlardan sadece bazısı alınabiliyor. Hepsine el uzatabilmek için daha fazla fedâkârlık gerek. Sebat Eğitim Kurumları, 15 yıldır Kırgızistan’a eğitim alanında büyük yatırımlar yapmış. Ve şimdilerde de ülkemiz adına bunun meyvelerini deriyor. İlk kez Kırgızistan’a 92 yılında ulaşmış bu gönüllüler ordusu. Okullarla birlikte işadamlarımız da buralara akın etmişler. Bu onbeş yıl zarfında tabii epeyce eğitim gönüllüsünü de şehit vermişiz. On dört civarında arkadaşımız şehit olmuş. Onlardan en meşhuru, İlhami İçer kardeşimiz. Tokmok’ta onun hatırasını yâd ettik, hüzünlendik ve hepsine fâtihalar gönderdik.
Türk okullarından mezun öğrenciler, ABD’de, Avrupa’da, Türkiye’de en güzel üniversitelerde eğitim alıyorlar. Sadece eğitim değil elbette, onlardaki terbiye de göz dolduruyor. Türk Okulundan mezun olmuş ve şimdi oradaki Türk okulunda öğretmenlik yapan bir kırgız arkadaşa, dünyanın herhangi bir ülkesinde, meselâ Kenya’da öğretmen ihtiyacı var deseler ne yaparsın, diye soruyoruz. Cevap bu terbiyeyi yansıtıyor: “Nasıl ki bizim abilerimiz Türkiye’den fedâkârca geldilerse, bize de böyle bir davet olursa elbette hemen gideriz.” diyor. Cumhurbaşkanı bu yıl Sebat Eğitim Kurumları’na Kırgızistan devlet özel nişanını veriyor. Bu nişan, elli yıldır hiçbir kuruma verilmemiş. Okullarda okuyan öğrenciler, müsbet anlamda çok ciddi mesafe katediyorlar, daha terbiyeli, ana babaya daha saygılı bir hale bürünüyorlar. Bu durum, tabii ki aileleri mest ediyor.
Buralardaki kardeşlerimiz, sanki dua edip bekliyorlarmış, fedâkâr arkadaşlarımız gurbeti sinelerinde bastırıp oralara gidince bu dualar kabul olmuş. Evet, şimdi tohum atma zamanı. Sevgi, barış, insanlık, hoşgörü, özveri tohumu... Atılan tohumlar ülkemiz adına hemen büyük bir verime dönüşüyor. Bu hizmetler ülkemiz için, kardeşliğimiz için, hepsinden önemlisi insan olmanın hakkını vermek içindir. Gençlik her yerde aşınmış durumda, çürümek üzere. Kırgızistan’da da bu böyle. Bu gibi okullar ahlâkî yapıdan bu bozulmuşluğun yegâne ilacı. Bu ruha herkes muhtaç. Veliler evlatları konusunda öğretmenlerimize çok güveniyorlar. Ciddi bir güven kredisi var. Belki kendi öz kardeşlerine, hatta kendilerine bile güvenemiyorlar ama, eğitim elçilerimizden çok eminler. Öğretmenler de bu güven kredisini millete hizmet yolunda rantabl şekilde değerlendiriyorlar. Ortaasya Türk Dünyası arasındaki asırlık düşmanlık tohumları bu okullar sayesinde siliniyor. Okullar, kardeşlerimiz arasındaki sevgiyi artırıyor ve bunu perçinliyor.
Kırgızistan! Senden ayrılmak çok zor. Çünkü senin bağrında muhteşem yiğitler var. Onların atmosferinden ayrılmak içimize ayrı bir hüzün veriyor. Yüreğimiz oralarda, Tanrı dağlarında, Talas’ta bizi sevgiyle karşılayan öğrencilerin ışıltılı gözlerinde kaldı. Hepinizi sevgiyle selâmlıyorum.
28.05.2007 - Bayram Kusursuz
NAMAZ KILMAYAN HAİNDİR,HAİNİN HUKMU MERDUTTUR>>>BEDİUZZAMAN SAİD NURSİ

Kullanıcı avatarı
namaz_dostu
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 77
Kayıt: 23 Nis 2007, 21:23
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen namaz_dostu » 03 Haz 2007, 12:37

azcik uzun ama,okumaya değer..!! :cicekk :cicekk
NAMAZ KILMAYAN HAİNDİR,HAİNİN HUKMU MERDUTTUR>>>BEDİUZZAMAN SAİD NURSİ

Kullanıcı avatarı
Arif Genç
Forum Müezzini
Forum Müezzini
Mesajlar: 978
Kayıt: 25 Şub 2007, 13:00

Re: Dilimde dua, kalbimde vefâ”

Mesaj gönderen Arif Genç » 03 Haz 2007, 12:53

namaz_dostu yazdı:Dilimde dua, kalbimde vefâ”
Böyle söylüyordu, yüzlerce seçkin zevatın önünde, Bişkek’in Ayçürök Kız Lisesi’nin mezuniyet törenindeki Kırgız kızı. Söze bakar mısınız Allah aşkına, “Dilimde dua, kalbimde vefâ!” Bunu yürekten söyletebilmek için, sonsuz maddî imkânlar kullanılsa başarmak imkânsızdır. Ancak o sevgi, o fedâkârlık, o gözyaşı, o ızdırap, o samimi dualar var ya… işte bu olmazları rahatlıkla olduruveriyor.
gerçektende bu sözleri yürekten söyleyeni dinlemek okumak çok güzel sonsuz maddi imkanlar verilse bile bunu birine söyletmek imkansızdır.
ama insan kalpten gönülden inanırsa olmayacak yapılmayacak şey yoktur.Rabbim herkesinin dilinden dua'yı kalbinden vefa'yı eksiltmesin

paylaşımınız için teşekürler :cicekk

Kullanıcı avatarı
namaz_dostu
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 77
Kayıt: 23 Nis 2007, 21:23
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen namaz_dostu » 03 Haz 2007, 17:01

Allah sizden razı olsun genc dostum..
Değerli yorumlarınızı bizle paylaştiğiniz için :cicekk :cicekk
NAMAZ KILMAYAN HAİNDİR,HAİNİN HUKMU MERDUTTUR>>>BEDİUZZAMAN SAİD NURSİ

Kullanıcı avatarı
Arif Genç
Forum Müezzini
Forum Müezzini
Mesajlar: 978
Kayıt: 25 Şub 2007, 13:00

Mesaj gönderen Arif Genç » 04 Haz 2007, 10:07

teşekkür ederim :)) :)) :)) :cicekk

Kullanıcı avatarı
rostusabiberi
Süper üye
Süper üye
Mesajlar: 738
Kayıt: 03 Nis 2007, 14:04
Konum: Muğla Bodrum Turgutreis

Mesaj gönderen rostusabiberi » 04 Haz 2007, 17:49

paylaşım için sapolun,allah razı olsun...geçen seneki olimpiyat sonunda bülent arınç zaman gazetesi için bir yazı kaleme almıştı..okumanızı tavsiye ederim..ben okuduğumda evdeki herkes ağlamıştı.. :bye
esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden daima....

allahaimanet

Cevapla