Mescid-i Nebevi'de Bir İkindi Namazı
Moderatörler: sitare, kardelenim, Divane, veli, beyaz dilekce, fyznur, gülümse, kelimat, my, Huucu, gulce
Mescid-i Nebevi'de Bir İkindi Namazı
Mescid-i Nebevi'de bir ikindi namazında sayısı mühim değil "Türk cihana bedeldir" deyişinin haklılığına dair
Ruhun orada olması ile ilgili bir şeyler söyleyebilecek durumda değilim henüz. Lakin bedenen gördüklerim arasında belki ibretlik denebilecek bir hadise olarak şunu aktarabilirim sanırım;
Bilenler bilir, Peygamberin mescidinde olmak, hayatta karşınıza pek sık gelebilecek bir şey olmadığı gibi, sıradan "bir yerlerde olmak" ile karşılaştırılamayacak kadar da özeldir.
İşte bu özelliği içime sindirmeye çalışarak, tabiri caizse ağzım sonuna kadar açık bir hal ile ikindi namazını kılmak, yada ikindi namazı ile kılınmak üzere girdim mescide. (kapalı alanda 450.000 kişi (dörtyüzellibin) aynı anda namaz kılabiliyormuş!)
İkindi namazı başladı. Yok mu olayım, yoksa var mı olayım, uçayım mı, kalayım mı gidip gelmeleri arasında tanıdık bir telefon melodisi geldi kulağıma. Koca mescid ve bir tek telefon melodisi. Hem namaz olması sebebi ile Rabbimizin huzurunda ve Mescid-i Nebevi'de olmamız dolayısı ile Peygamberin huzurundayız.
Ama bir telefon melodisi! Telefon işte canım biri açık unutmuş olmalı! Bu alelade biri değil abicim! Neydi bu melodi ya hu? Evet, buldum! HEKİMOĞLU! Hani var ya, Hekimoğlu derler benim aslıma deyu başlayan türkümüz. Türkün türkülerinden biri! Ama burası Mahmutpaşa cami değil ki!
Rükuya eğildik çaldı, birinci secdede çaldı, ikinci secdede iken sustu her nedense. Ne güzel türkü dinliyorduk. Yok ya ne alakası var, ne güzel namaz kılıyorduk. Muyduk?
Zaten rüya mıdır gerçek midir, bulunduğum yerin henüz farkına varmamışken doğrusu tipsiz bir şaka gibi gelmişti bu bana. Ne ki ikinci rekatta henüz rükuya eğilmek üzere iken, yeni bir ses ile bir insan ne kadar irkilirse irkildim. dıdıdı, dıdıdı, dıdı dıdıdıdııı. Anlamadınız değil mi?
Güftesi 3.Murad Han'a ait, aslen Polonyalı olan, sonrasında tercihini Osmanlı olmaktan yana kullanmış Ali Ufki Bey'in bestesini yaptığı, (bu ilahinin güfte ve bestesinin 4.Murad'a ait olduğu da söylenmektedir) UYAN EY GÖZLERİM GAFLETTEN UYAN!
Çaldı, çaldı, çaldı!
Düşünün Medine'de Mescid-i Nebevi'de, Ümmet-i Muhammedden ben diyeyim 50 bin, siz deyin 100 bin kişi namaz kılıyor. Koca Mescidde iki cep telefonu çalıyor ve her ikisinin de sahibi Türk.
Rivayet odur ki; Osmanlı Medineye tren raylarını döşediğinde, Efendimizin bu güzel şehri ve yine burada bulunan Efendimizin mubarek ruhları rahatsız olmasın diye, rayların altına keçe döşemişler!
Tüm bunlar dahilinde üçüncü rekatta, bu sefer benim kafamda çalmaya başladı bir melodi! Allah hayır etsin!
"Ceddin, deden, neslin, baban, hep kahraman Türk milleti!"
http://munzevira.blogcu.com
Ruhun orada olması ile ilgili bir şeyler söyleyebilecek durumda değilim henüz. Lakin bedenen gördüklerim arasında belki ibretlik denebilecek bir hadise olarak şunu aktarabilirim sanırım;
Bilenler bilir, Peygamberin mescidinde olmak, hayatta karşınıza pek sık gelebilecek bir şey olmadığı gibi, sıradan "bir yerlerde olmak" ile karşılaştırılamayacak kadar da özeldir.
İşte bu özelliği içime sindirmeye çalışarak, tabiri caizse ağzım sonuna kadar açık bir hal ile ikindi namazını kılmak, yada ikindi namazı ile kılınmak üzere girdim mescide. (kapalı alanda 450.000 kişi (dörtyüzellibin) aynı anda namaz kılabiliyormuş!)
İkindi namazı başladı. Yok mu olayım, yoksa var mı olayım, uçayım mı, kalayım mı gidip gelmeleri arasında tanıdık bir telefon melodisi geldi kulağıma. Koca mescid ve bir tek telefon melodisi. Hem namaz olması sebebi ile Rabbimizin huzurunda ve Mescid-i Nebevi'de olmamız dolayısı ile Peygamberin huzurundayız.
Ama bir telefon melodisi! Telefon işte canım biri açık unutmuş olmalı! Bu alelade biri değil abicim! Neydi bu melodi ya hu? Evet, buldum! HEKİMOĞLU! Hani var ya, Hekimoğlu derler benim aslıma deyu başlayan türkümüz. Türkün türkülerinden biri! Ama burası Mahmutpaşa cami değil ki!
Rükuya eğildik çaldı, birinci secdede çaldı, ikinci secdede iken sustu her nedense. Ne güzel türkü dinliyorduk. Yok ya ne alakası var, ne güzel namaz kılıyorduk. Muyduk?
Zaten rüya mıdır gerçek midir, bulunduğum yerin henüz farkına varmamışken doğrusu tipsiz bir şaka gibi gelmişti bu bana. Ne ki ikinci rekatta henüz rükuya eğilmek üzere iken, yeni bir ses ile bir insan ne kadar irkilirse irkildim. dıdıdı, dıdıdı, dıdı dıdıdıdııı. Anlamadınız değil mi?
Güftesi 3.Murad Han'a ait, aslen Polonyalı olan, sonrasında tercihini Osmanlı olmaktan yana kullanmış Ali Ufki Bey'in bestesini yaptığı, (bu ilahinin güfte ve bestesinin 4.Murad'a ait olduğu da söylenmektedir) UYAN EY GÖZLERİM GAFLETTEN UYAN!
Çaldı, çaldı, çaldı!
Düşünün Medine'de Mescid-i Nebevi'de, Ümmet-i Muhammedden ben diyeyim 50 bin, siz deyin 100 bin kişi namaz kılıyor. Koca Mescidde iki cep telefonu çalıyor ve her ikisinin de sahibi Türk.
Rivayet odur ki; Osmanlı Medineye tren raylarını döşediğinde, Efendimizin bu güzel şehri ve yine burada bulunan Efendimizin mubarek ruhları rahatsız olmasın diye, rayların altına keçe döşemişler!
Tüm bunlar dahilinde üçüncü rekatta, bu sefer benim kafamda çalmaya başladı bir melodi! Allah hayır etsin!
"Ceddin, deden, neslin, baban, hep kahraman Türk milleti!"
http://munzevira.blogcu.com
''Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekanı satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, bütün bir insanlık yalana teslim." nfk
- rostusabiberi
- Süper üye
- Mesajlar: 738
- Kayıt: 03 Nis 2007, 14:04
- Konum: Muğla Bodrum Turgutreis
yok
ben ilk ve ön safa alışmışım..
o yüzden ezan okunmadan yarım saat 45 dakika önce gelirim...
kuran ziyafetini dinlerim.
vaazı dinlerim..
ama ilk safta olurum..
bundada çok hassasım..
eğer dolduysa safı biraz sıkıştırır öyle girerim..
eğer safta aralarda boşluk kalırsa oraları şeytan doldururmuş
ben böyle duydum..
ben ilk ve ön safa alışmışım..
o yüzden ezan okunmadan yarım saat 45 dakika önce gelirim...
kuran ziyafetini dinlerim.
vaazı dinlerim..
ama ilk safta olurum..
bundada çok hassasım..
eğer dolduysa safı biraz sıkıştırır öyle girerim..
eğer safta aralarda boşluk kalırsa oraları şeytan doldururmuş
ben böyle duydum..
İlmin Sonu Yoktur,ama Yarısı Hafızlıktır...
- rostusabiberi
- Süper üye
- Mesajlar: 738
- Kayıt: 03 Nis 2007, 14:04
- Konum: Muğla Bodrum Turgutreis