1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Namazla alakalı bir kıssa...

Gönderilme zamanı: 08 Mar 2012, 20:11
gönderen omersel
Fahr-i Âlem bir gün ashabı ile oturuyordu. Bir kadın gelip kapıda ağladı. Kadın o kadar içtenlik ve nedametle ağladı ki, işitenlerin yüreğini dağlıyordu. Onun bu feryad ü figanına yürekleri dayanamayan sahabe:
- Ya kadın! Sana ne oldu ki, bu kadar ağlayıp bizim de yüreklerimizi hûn (kan) edersin?
Kadın yine derinden bir ah çekip:
- Benim günahım hiç kimseninkine benzemez. Dağlara, taşlara söylesem, onlar bile takat getiremez...
Dinleyenler:
- Bizi ah ü figanın yaktı, derdin ne ise söyle... Senin günahın yoksa dağlardan da büyük mü?.. dediler.
- Evet ya ulular... Benim günahım öyle büyük ve öyle utanç vericidir... Ya Resûlallah!. Senin ve mübarek ashabının yanında söylemeğe utanıyorum.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz:
- Utanma söyle; belki derdine bir derman bulunur, buyurdu.
Kadın ağlaya ağlaya ah etti. Utanarak günahlarını anlattı.
- Ya Resûlallah!. Ben zina ettim, gebe kaldım. O zinadan bir oğlum oldu, kimse duyup bilmesin diye onu sirke küpüne attım. O sirkeyi de utanmadan halka sattım. Fakat bu korkunç günahımdan yüz bin defa pişman oldum. Huzurunuzda da yüz bin kere tevbe ederim.
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
- Ya kadın! O kadar içtenlikle ağlayıp pişmanlık gösterdin ki; ashabım bile senin bu ağlayışından müteessir oldu. Ben de büyük günahım var dediğin zaman ikindi namazını kılmadın diye korkmuştum. Mademki namazını terk etmedin ve etmiyorsun, belli olmaz, Cenab-ı Hak merhametlilerin en merhametlisidir. Rahmeti geniştir. Günahının büyüklüğünden korkarak Allah'tan umudunu kesme; namazına devam et. O merhametliler merhametlisinden af dile.

Ey önem vermeyip namaz vakitlerini kaçıran mü'minler. Bu hikâyeden payınızı aldınız mı? Görün ki, zina edip, katil fiilini işleyip, halka ciyfe (İrin, pislik) sirkeyi satanın günahı dahi, bir namaz vakti özürsüz namazını bırakanın günahı yanında da küçük kalırmış. Namazı terk edenin isyanı daha büyük imiş.

Ey Ahmed! Namazı terk etme. Şer'i bir özür yokken hiçbir namaz vaktini geçirme. Kul bulunduk, elbet Hak Teâlâ'ya kulluk edeceğiz. Şeriat yolunun daima gidicisi ol. Ona kulluk eden ölü kalmaz. İki cihanda bahtlı, talihli kişi olur. Kul Mevlâsına ibadetle cennet-i âlâyı bulur. Gerçek kul odur ki, Hüdanın emrini yerine getire. O emir içinde ömrünü sürdüre.

Ya İlâhi! Benim hâlim nice ola? Bu nefs-i emmare ile nasıl baş edeyim? Dünya sevgisi nasıl kalbimi istilâ etmiştir. Beni boş bırakmıyor, yakamı salıvermiyor ki Allah’a kulluk edeyim.

Bir yandan şu şom (uğursuz) nefsim gulüv (haddi tecavüz) eyliyor, gönlüm dünya hırsı ile dolu, bir taraftan ise vesvâs şeytan bana vesvese ilka edip, kalbime şüphe sokup duruyor, beni azdırıyor, el edip kötülüklere çağırıyor. Dünya sevgisi kalbimin içinde, o da beni Hakka gitmeyen yollara rağbet ettiriyor. Fâni, alçak dünya sakalımdan tutmuş götürüyor, sürüklüyor. Onun fendinin esiri ve kanmışlarından oldum.

Medet senden yarabbi! Bunca düşman içre kalmışım. Suç deryasına batmış, bunalmışım. Ya İlâhi! Senden başka elimden tutucu yok. Beni bu gamlardan kurtar. Sen yardım etmez isen, Sana yol bulamam. İstersen rahmet kapılarından birini açarsın. Âlemler içre fazlını saçarsın. Bana rahmet edersen, Senin rahmet deryandan bir katre eksilmez. Bir kul ne kadar kulluk etse, Senin fazlın olmasa ey kerem sahibi yine cennete giremez. Sen vuslatınla cennet verirsin, kullarını bağışlarsın. Hak rızası, hakikî mü’minlerin en yüce ibâdetidir. Cennetin kıymeti kullarda bulunmaz; ancak Cenâb-ı Hak fazıl ve adaleti ile onu verir. Bütün dünya mal ve kıymetleri bir araya gelse cennetteki bir köşkü satın almağa yetmez. Ya İlâhi! Senin fazl-i şeminden bütün âlem murat şemlerini yaksa ona zerre eksiklik gelmez. Yarabbi! Fazlını bizlerden uzak eyleme; bütün mü’min kulların ona muhtaçtır. Cennetini bize durak et. Cemâline, sohbetine bizi erdir. Vuslat kadehinden içenlerden yap.

Ey kardeşler!

Yüce Allahın cemalini görmek isterseniz, onun emirlerini tutup namaz kılın. Öylece vaslına erin. Namazla cennete gidersin. Bu salâtla rahmete ermiş olursun.

Hazreti Muhammed (S.A.V.)’e salâvat getirerek vuslat bul. Onu görmeden kemal bulamazsın. O aynaya bakmadıkça gözün nurunda görme gücü yoktur. Ol Resûl-i Kibriya’nın ruhuna yüz bin selam olsun. Hak Teâlâ’yı bize gösteren ol İmam’dır.

Okuyanı, dinleyeni, yazanı rahmet eyleyip yarlığına kabul et ya Gani… Âmin.

Alıntı: Ahmediyye Şerhi – Seyyid Ahmed Diyar-ı Bekri

Gönderilme zamanı: 08 Mar 2012, 21:30
gönderen nida_betül
Allah razı olsun, bir kez daha hatırladık Rabbimizin Gaffâr ve Tevvâb sıfatlarını, namazın ehemmiyetini.. Allah cümlemize hidayet-i kâmile bahş etsin, kâmil şuurlar lutfetsin..

Gönderilme zamanı: 09 Mar 2012, 21:49
gönderen melissa
Düşmanları çok namazın belli, belki bu hissede sana nasip yok gibi
Niye? Aç gözlüsün ! ama niye?
Ya Rab sen istemezsen, ben istemeyi nerden bileyim?